Ümit Kayaçelebi

Halil ve Fatmadan ismini alan Halfeti

Ümit Kayaçelebi

EDREMİT BELEDİYESİ ÇINAR EVİ GÜNEYDOĞU ANADOLU TARİH VE KÜLTÜR GEZİSİ NOTLARI (2)

Peygamberler diyarı Şanlı Urfa’dan 121 kilometre yol alarak geldiğimiz Halfeti aslında Gaziantep’e daha yakın. 25 Kilometre gibi bir mesafe ile Gaziantep’e komşu bir kaza. Yalnız burası Birecik Barajı ile birlikte Savaşan Köyü de su altında kalınca eski Halfeti diye anılan yer özellikle bahar ve sonbahar aylarında müthiş bir turist akınına uğrayan çok turistik bir yer.

Güneydoğu'da bozkırın ortasında bulunan ve Birecik Baraj Gölü sayesinde sahil kentini andıran Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesi burası.

2013 yılında burasını uluslararası bir kuruluş “Sakin şehir” ağına dahil etmiş.

Tarihi taş evleri ile birlikte tabiat güzellikleriyle bu yer ülkemizde Saklı Cennet olarak adlandırılıyor. Gerçekten  görülmesi gereken bir yer. Biz de görünce acaba böyle bir yer var mı? Diye içimizden geçmedi değil.

Halfeti'ye bizim gibi gelen giden ziyaretçilerin, büyük bölümü sular altında kalan ve "batık kent" olarak nitelendirilen Savaşan Köyü'nü tekne turuyla geziyor. Biz de bu keyfi doya doya yaşadık.

Teknelerde çalan müzikler eşliğinde keyifli bir yolculuk yapma imkanı bulan bizler , buradaki terk edilmiş farklı yapıdaki evleri ve su altında kalan caminin minaresi ile birçok medeniyete ev sahipliği yapan Rumkale'yi de görme fırsatı bulduk.

"Halfeti konum itibariyle Gaziantep ve Şanlıurfa'nın ortasında bulunuyor. Dolayısıyla iki taraftan insanları bir şekilde ağırlayabilecek bir potansiyele sahip. Aslında Halfeti ile ilgili konuşmak bunca tarihin karşısında bana düşmez Fakat ben ve benim gibi halk hikayecileri ve halk bilimcileri yalnız kendi şehirlerini değil başka şehirlerinde öykülerini efsaneleri merak eder ve incelerler.

Bu bakımdan bu tür tarihi gezilerde insanlar biraz meraklı ve ilgili olmalıdırlar. Gezide elbette ki yenilir içilir eğlenilir bunlar işin bir parçası fakat yarın o tarihi beldeleri tarihi yerleri gezip gördükten ve döndükten sonra anlatacak  bir şeyiniz de olmalı.

Mesela biz Savaşan Köyüne varıp orada Başkanın yerinde sabah kahvaltısı yaptık daha sonra Aşık Mehmet Akçay, Kazım Gülle ben ve diğer arkadaşlar ile de Vanlıyam şanlıyam başta olmak üzere kısa mini bir programımızda elbette ki güzel oldu.

Bunun akabinde tekne ile tur atarken herkes böyle bir manzara karşısında adeta büyülendi.

Nasıl olur da etkilenmeyesiniz ki! Tekne ile geçerken bir de bakıyorsunuz savaşan Köyünün camisinin üzerindesiniz. Bir başka duygular sarıyor içinizi.

Hasılı kelam böyle yerler böyle tabii güzellikleri belgesellerde seyretmek, dergilerde okumak, kitaplarda okumak yetmez. İlla da gelip yerinde görmek lazım.

Gezide karagül diye satılan yöreye mahsus kolonya dikkatimi çekmişti ve arayıp tarayıp ne olduğunu buldum onu da size bilgi  edinmeniz amacıyla takdim ediyorum.

Bunları bilmenizde fayda var yarın burayı anlattığınızda nasıl önemli bir yeri gezip gördüğünüzü hissedersiniz. Sizi Halfeti efsaneleri ile baş başa bırakıyorum.

HALFETİ EFSANELERİ

Tarih boyunca adı Rumkale’yle birlikte anılan Halfeti’nin adının ölümsüz bir aşktan kaynaklandığı kabul ediliyor. Söylenceye göre birbirlerini delicesine seven Halil ve Fatma adında iki gencin kavuşmasına aileleri engel olmuş. Bunun üzerine Halil ile Fatma el ele tutuşarak kendilerini Fırat’ın azgın sularına bırakmış. Onların anısına o tarihten sonra ilçe Halil ile Fatma’nın kısaltılmış hali olan “Halfeti” adıyla anılmaya başlamış.

NERGİS EFSANESİ

*Rivayet edilir ki Rumkale beyinin Nergis adında bir oğlu varmış. Nergis o kadar güzelmiş ki onu gören tüm kızlar ona âşık olurlarmış. Ne var ki aşklarına karşılık görmeyen kızlar buna dayanamayıp intihar ederlermiş. Fakat Nergis buna anlam veremezmiş. Ta ki bir gün kaleye düşmanlar saldırana kadar. Kale beyi, oğlunu korumak ve kaçırmak için kalede bulunan su kuyusuna götürmüş. O anda kuyu suyu o kadar berrakmış ki Nergis suyun aksinde kendini görüyor ve kendine âşık oluyor. Tam suyun aksinde âşık olduğu görüntüye ulaşmak isterken suda boğuluyor ve orada bir çiçek açıyor. Adına da ‘Nergis’ deniyor. Yine rivayet odur ki, dünyanın hiçbir yerindeki nergisler Halfeti’de koktuğu kadar güzel kokmazmış.

SİYAH GÜL EFSANESİ

Halfeti’de sular altında kalan Ulu Cami’nin Ermeni ustası olan Asadur’un, Vartuhi adında çok güzel bir kızı varmış.Vartuhi evlerinin avlusunda Halfeti’nin en güzel kırmızı güllerini yetiştiriyormuş. Annesi doğarken ölmüş olan Vartuhi,Asadur ustanın dünyadaki tek varlığıymış.

Nehrin karşı kıyısında da güvercin ve keklik yetiştiren ,Müslüman bir delikanlı varmış.Bu genç,bir gün kaçan güvercinin peşinden koşarak, Vartuhi’nin güllerinin bulunduğu Asadur ustanın avlusuna gelmiş.Bu delikanlı, burada çok güzel bir kız olan Vartuhi’yi görünce aşık olmuş.Bu gençte çok yakışıklıymış. Bu İki genç daha sonra tanışarak birbirlerine aşık olmuşlar ve buluşmaya başlamışlar.Vartuhi’nin babası daha sonra bunu öğrenir.ve kızının bununla evlenmesine karşı çıkar.Çocuklar birbirlerini çok sevmektedir.Ve artık ayrılacak gibi değillerdir.Artık babası Asadur’un baskısına dayanamayan ve birbirlerini çok sevipte kavuşamayacaklarını anlayan bu iki genç, kendilerini Fırat’ın sularına atarak intihar etmişledir. Ve derler ki; bu iki gencin ölümünden sonra Halfeti’deki tüm kırmızı güller siyaha dönüşmüş.Artık bu güller Halfeti’den başka yerde yetişmezmiş.

KARA GÜL EFSANESİ

Karagül Şeytanın gülü olduğundan kimse dokunmazmış bu güle ancak bir gün halktan bir kıza madalyon olarak gözükmüş bu gül. Kız bu madalyonu sahibine vermek için aldıktan sonra tüm halk kızı cadı olarak görmeye başlamış. Bu masum kızı yok etmek için çarmıha germişler. Şeytan, kızı çarmıhtan kurtarmaya çalışsa da halkın taşlamasından kurtaramamış. Kız oracıkta can vermiş. Şeytan da herkesin aşkını simgeleyen kırmızı gülün dünyanın her köşesinde yetişebileceğini ancak onun aşkının bu “kara gül” ile sadece kızın öldüğü bu toprakta acı bir iz olarak kalacağını söylemiş.

Bu arada önemli not gülün sadece orada siyah yetişmesinin sebebi ise iklim ve hava koşullarıymış.

Dünyada sadece Halfeti’de yetişiyor: Karagül

Karagül dünyada sadece Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesinde yetişiyor. Kendine has kokusu ve görünümü olan karagül, reçelden lokuma, sabundan kreme kadar pek çok üründe kullanılıyor.

Gelen turistler hem karagülü canlı olarak serada görüyorlar hem de Halfetili kadınların el emeği olan karagülden yapılan ürünlerden alma imkanı buluyorlar. İngiltere’deki bir marka da daha önce Halfeti’nin karagül esanslarını değerlendirerek Halfeti markasıyla dünyaya bir parfüm satışına başlamış.

 Bu parfüm çok beğenildi. Karagülün ünü ülkeyi aştı, bu bitki sayesinde daha çok kişi Halfeti’ye, Şanlıurfa’ya ve ülkemize geliyor 

İşte Halfeti böyle bir yer ve biz buradan Peygamberler şehri Şanlıurfa’ya hareket edeceğiz inşallah.

Bekle bizi Şanlı Urfa…

 

Yazarın Diğer Yazıları