Ümit Kayaçelebi

Eski Van'da eğlenceler

Ümit Kayaçelebi

Geçmiş yıllarda gerek büyükler, gerekse küçükler evde veyahut okulda veya başka yerlerde vakit geçirmek amacıyla çeşitli oyunlar oynarlardı. Bu gün bu oyunların bazılarını aşağıda sizlere arz ediyorum:

KARA ÇARŞAMBA ŞENLİKLERİ:

Her yıl Arabî takvimine göre, ilkbaharın başlangıcı sayılan Mart ayının 9 ncu gününe üç hafta kala, Çarşamba günleri mahalle veya sokaktaki ev hanımları komşuları ve yakınları ile birlikte bir araya gelerek ilkbaharı karşılamak üzere şenlik ve eğlence düzenlerlerdi.

Her aile evinde hazırlamış olduğu yemek, meyve, çerez vs. toplanacakları eve getirir bu arada hep birlikte yemekler yenir, çaylar içilirdi. Bu arada çalgılar çalınarak mahalli halk oyunları oynanırdı.

Bu toplantı ve eğlenceler ardı ardına üç Çarşamba devam ederdi. Bu çarşambalar kış mevsiminin zemheri günlerine rast gelmesi dolayısıyla Kara Çarşamba olarak anılırdı. Karşısı bahar olduğundan kışın kasıp kavurucu soğuklarından kurtulmanın sevinci ile bu şenlikler yapılırdı.

**

MART DOKUZU EĞLENCELERİ:

Ev hanımları, sevdikleri, samimi oldukları komşuları ve yakınları ile her yıl Arabi takvime göre Mart ayının dokuzuncu günü bir araya toplanırlardı. Herkes evinde yapmış olduğu yemek, gavurga, hedik ve meyveler ile bir araya gelerek kaynayan semaverlerden demli çaylar içilir ve Van’ın halk oyunları oynanırdı.

Böylelikle kıştan kurtulup bahara ermenin mutluluğu çalarak, söylenerek, eğlenerek kutlanırdı.

**

YÜZÜK OYUNU:

Van’da eskiden kışların çok soğuk geçmesi sebebiyle haliyle gidip gelinecek yerler de olmadığından geceleri herkes evine kapanırdı. İşte gecelerinde uzun olması dolayısıyla o mahallede oturan komşular gece olduğunda bir evde toplanarak çeşitli oyunlar oynarlardı.

Bu oyunlardan biri de; Yüzük oyunu veya fincan oyunu denilen oyundu.

Bu oyun oynanırken kahve fincanları bir tepsiye ağızları aşağıya olmak üzere sıralanırdı. Yüzük ters çevirilen fincanlardan birinin altına bırakılırdı. Oyunu yönlendiren, idare eden kimse orada bulunanlara sıra ile fincan kaldırtırdı.

Her kim ki fincan altında bulunan yüzüğü bilirse o ortaya konulan hediyeyi almaya hak kazanırdı.

**

MELİKAN:

Sopalarla oynanan bu oyun Van’da hemen hemen denilebilir ki tüm erkek çocuklarının çocukluk hayatlarında en çok oynadıkları bir oyundur. Van’da kime sorsanız mahallesinde, sokağında o toprak zeminde melikan oynamıştır.

İlkokul çağında veya ortaokul çağındaki erkek çocuklar tarafından oynanan ve oynayanlara keyif veren bir oyundur.  Bir kişi tarafından bir çukur içerisinden büyük bir sopa ileriye doğru fırlatılan 10-15 cm. boyundaki küçük sopa parçası yere düşmeden diğer oyuncular tarafından ellerindeki sopalarla yere düşmeden vurulmaya çalışılırdı.

Vuran kişi küçük sopayı vurduğu yerden düşürdüğü yere kadar olan mesafede küçük sopayı atan kişinin veya taraftarlarının sırtlarına binerek gezdirilirdi.

Bu oyun her zaman mahalle arasında oynanırdı.

**

ÂŞIK OYUNU:

Âşık oyunu hayvanların diz kapaklarından çıkartılan aşık kemikleriyle oynanırdı. Kemiğin yan yüzeylerine, sofu, hırsız, polis, bey gibi isimler verilerek âşık zar gibi yere atılırdı

Âşık kemiğini atan kişi bey veya polis tarafını üste getirecek şekilde attığı takdirde karşı kişinin sırtına biner ve kendisini on beş yirmi adım gezdirmesini isterdi.

Şayet hırsız tarafı üste gelirse karşı taraf aşık kemiğini atanın sırtına biner gezinmiş olurdu. Âşık kemiğinin sofu tarafı üste geldiği takdirde hiçbir işlem yapılmaz kemik yeniden atılırdı.

**

KURT KOYUN OYUNU:

Kurt koyun oyunu özellikle çocukların, gençlerin bazense büyüklerin bire bir oynadıkları bireysel bir oyundu.

Ancak en çok mahallede ve okula gittiğimiz zaman teneffüste hemen toprak, beton üzerine çizilen küçük kerelerin üzerine bir tarafın 2 kurdu temsil eden iki büyük taş parçası diğer taraftan koyunları temsil eden 20 küçük taş ile oynanırdı.

Buradaki marifet kurdun açık göz davranıp koyunları yemesi, diğer taraftan da koyunların akıllıca ilerleyerek iki kurdun yollarını bağlayarak elini kolunu bağlamasıydı.

Bu zekâ geliştirici oyunda yapılan hamleler oyunun belirleyicisi olabiliyordu. Kurtla koyunun her ikisinin de yarı yarıya Kazanma şansı vardı.

**

HIDIR NEBİ:

Van’da Şubatın ilk haftası ile başlayan 27 Şubatta biten eğlenceli ve yemekli toplantılardır. HIDIRNEBİ üç hafta devam eder. Belirtilen tarihlerdeki Çarşamba günleri ayrıca geleneksel bir önem taşır. Bilhassa bu haftaların geceleri, kadınlarca çok önemli sayılırdı.

Hafta içerisinde geçen Çarşamba geceleri, yatmadan önce buğday kavrularak çekilir, meydana gelen ve adına bizim yörede kavut denilen, un, tuz, kara çörek otu karıştırılarak ağza atlılır. Konuşmadan uykuya geçilir. Ertesi gün rüyada görülenler, tabir ettirilerek gelecek hakkında bir kanaat oluşturulur.

Ayrıca kavuttan yapılan çörek ‘ÇÖÇE’ denilen ekmek dama bırakılır. Dama bırakılan çöçeyi karga götürürse, niyet sahibinin niyetinin gerçekleşeceğine kanaat getirilir.

Belirtilen üç haftanın Çarşamba günleri kadınlar bir araya gelerek yemekli ve eğlenceli toplantılar yaparlar, çevrede bu çarşambalara da kara Çarşamba denir.(7)

Yazarın Diğer Yazıları