Ümit Kayaçelebi

DÜNDEN BUGÜNE CUMHURİYET CADDESİ

Ümit Kayaçelebi

Vakti zamanında o rüyalar şehri, hayaller diyarı, sessiz sakin ve asude şehri Van’da bizim bir cumhuriyet Caddemiz vardı.

O şehrimizin aynasıydı. Her şey oradaydı her iş o cadde üzerinde başlar biterdi. Hükümette mi işin var Valilik orada, Milli Eğitim orada, Tapu orada, Nüfus dairesi orada ve hatta Emniyet müdürlüğü de dahil cümle resmi daireler hepsi hükümet binasının çatısı altında.

Hükümet binasının önünde sadece Vali beye mahsus makam arabası ve bir de bunun haricinde Emniyet Müdürünün arabasından başka bir vasıta göremezdiniz.

Yol üzerinde Vakıflar Bankası, İş Bankası, Yapı Kredi Bankası , Gümrük  Müdürlüğü, Tekel Müdürlüğü, PTT Merkez Müdürlüğü  ve Belediye Reisliği hepsi Cumhuriyet Caddesinin üzerinde olunca bütün resmi işler ve işlemler hep burada görülmekte.

Caddenin iki kıyısında da çeşitli esnaf ve tüccarlara ait muhtelif iş yerlerine ilaveten taksi yazıhaneleri var ama inanın hiç biri cadde üzerinde durmuyorlar ve hep yolun arkalarında park ediyorlar. Cadde üzerinde park eden vasıta asla görmek mümkün değil. Yani burası benim dükkanım deyipte esnaf tüccar dükkanının önüne arabasını getiripte oraya bırakmıyor.

Cadde de kaldırımlar adeta boş rahat rahat yürüyorsunuz ne size omuz vuran var ne de çarpışan.

Araba sesine korna sesine adeta hasretiz bu kadar asude bir şehirde yaşıyor ve böyle bir cadde de yürüyoruz.

Temizlik mi! koskoca caddeyi tek başına bir çöpçü temizliyor aklıyor paklıyor. Görgüsüzlük yok. Yiyeyim atayım, içeyim atayım, yere tüküreyim, balgam atayım bunlar çok zor görebileceğiniz şeyler.

Caddedeki esnaf hepsi yaz kış kapısının önüne gözü gibi bakar ve mıntıkasını kendisi temizler. Kimsenin çöpçüyle işi yok ve olmazdı da. Herkes caddesinin ve sokağının çöpçüsü. Çer çöpünü toplar gaz tenekesinden icat ettiği tenekeye bırakır akşam üzeri çöpçü alır götürür küllüğe bırakır ve oradan çöp arabası alır giderdi.

Kış ayları geldiğinde bile herkes kapısının önü donmasın ne kendisi kayıp düşsün, nede kaldırımdan gelip geçen kayıp düşüp bir yerini kırmasın incitmesin diye mecrefe ile kapısının önünü kürür ve sonradan da sekaville iyice süpürür kaldırım da kardan temizlenerek piri pak olurdu.

Yok efendim ben tüccarım ben zenginim bana ne ben süpürmem etmem diye hiçbir kimsensin aklının ucundan bile geçmezdi.

Hepsi dededen babadan atadan görmüş geçirmiş insanlardı o yüzden Cumhuriyet caddesine önce cadde üzerinde yer alan esnaf ve ehli tacirler bakarlardı.

Akşam olduğu zaman yaz günlerinde bir çoğu da kapısının önünde oturur sohbet eder çay içerlerdi. Kapılarının önünü de sularlardı toz olmasın diye.Yok arazöz gelsin sulasın diye bir beklentileri de yoktu, kendi işlerini kendileri görürlerdi.

Şehirde özellikle Cumhuriyet Caddesinde çok muhterem tüccar ve esnaflarımız yer alırlardı ki hepsi birbirinden kıymetli insanlar.

Dilerseniz aklımda  kalan bazılarını şöyle bir sıralayayım;

Süleyman Salaz Beşyol Taksi, Van Muş Nakliyat Anbarı Kaya Kayaçelebi, Avukat Münci ve Necat İnci, Kamelya Ticaret Tuncay

 Ayhan Kayaçelebi, İstanbul Radyo Tamir Ali Bey, Şifa Eczanesi, Kral Konfeksiyon, Gençlik kitabevi Cahit Türkoğlu, Aktan Kırtasiye Cevdet Büyükbay, Şahin Türkmenoğlu, Kunduracı Fevzi Aydın ve Fevzi Gülpınar, Halk Fırını, Terzi Şamil Perihanoğlu, Terzi Şeref Koç, Güleryüz Kasket, Ada Palas, Cengiz Çaldağ, Avukat Tevfik Doğuışıker, Avukat Burhan Koçak, İlhami Şengül, Resul İl, Ömer İl Niyazi, Hakkı ve Ahmet Türkmenoğlu kardeşler, Cem ka, Enver Perihanoğlu, Özvan Çayevi, Yalçın kitapçı, Vansesi Gazetesi, Altınmakas, Niğdeli Mobilyacı Şevket, İzmir Kundura, Saraçoğlu kardeşler, Hadanoğlu ticaret ve daha bir çok esnaf ve tüccar bu kadar saymakla iktifa ediyorum.Kuyumcu olarak da sadece cadde   üzerinde Sabahattin ve Celal Yüzbaşıoğlu vardı. İşte dün böyle idi.

Bu gün ise artık ne o eski esnaflar var nede tüccarlar çoğu Hakkın rahmetine gitimiş veyahut başka yerlere göçmüşler.

Artık kaldırımlarda yürümek zor omuz vuranda var çarpanda var. Çünkü şehir kalabalıklaşmış. Milyonluk şehir. Kimse kimseyi tanımıyor küçükler büyüklere yol vermez olmuşlar.

Kaldırımlar yayalara yetmediği gibi arabalarda caddeye yetmez olmuş.

O dün bom boş olan yollarda artık ip gibi park eden vasıtalardan geçilmiyor. Zaman oluyor ki çift sıra bile park edenler olabiliyor

Bir yanda yayalar kaldırımlara sığmaz iken arabalarda caddeye sığmıyor.

Cumhuriyet caddesi o eski orijinalliğini kaybetmiş maalesef hiçbir özelliği ve güzelliği kalmamış.

Bir araba meşheri olan Cumhuriyet caddesinde bazen gezerken burası Cumhuriyet caddesi mi yoksa Cumhuriyet parkımı diye aklımdan geçiriyorum. Bakıyorum cadde caddeden çıkmış da parka dönmüş gibi görüntü vermekte.

Bu tablo inanın  beni her zaman üzmekte  ve o eski Cumhuriyet caddesi ile kıyasladığımda haliyle çok üzülüyorum.Dün caddede iki kuyumcu varken bu gün kuyumculardan geçilmiyor. Kendi mülkiyetleridir kimse onlara kalkın gidin deme hakkına da sahip değil lakin bu esnaf bir plaza bir iş merkezinde pekala bir arada olabilirlerdi ama bu çok istenilen bir şey olsada maalesef hayata geçirilemedi. Keşke bu hemşerilerimiz bir yerde bir arada olsalardı Vana çok büyük bir iyilikte bulunmuş olurlardı!

Cumhuriyet Caddesi kapatılsa burada araçlar park etmese caddenin  bi görücüye çıkması neden mümkün olmuyor?

Neden her gelen burada park ediyor?

Cumhuriyet Caddesi trafiğe kapansa kaldırımlarda yeni güzelleştirmeler yapılasa güzel olmaz mı?

Bunu idarecilerimiz gündeme getirseler bu mümkün olursa inanın Cumhuriyet Caddesi Vanın boynuna takılan altın bir gerdanlık gibi süsler diyorum.

Böyle bir cumhuriyet caddesini hayal ediyor ve özlüyorum bilmem siz ne dersiniz.!

Yazarın Diğer Yazıları