Ümit Kayaçelebi

BİZİM TÜRKÜLER 3

Ümit Kayaçelebi

Cemalim

Türkü, öldürülen Cemal´e, karısı Şerife tarafından yakılmıştır. Şerife, 90 yıldan fazla yaşamış, 30 Kasım 1993 günü vefat etmiştir. 14-15 yaşlarında Cemal´le evlenmiş, mutlu geçen birkaç yılı Cemal´in öldürülmesiyle sona ermiş, bu hadiseden sonra bir oğlu ile ortada kalmıştır. Bu hadisenin oluş şekli ve ona yakılan ağıtı/türküyü bana, Şerife´nin daha sonra evlendiği Hayrullah´tan olan oğlu İsmet Aksoy göndermiştir. Cemal´in öldürülme hadisesi ve türkünün tam metni şöyledir:

Ürgüp´ün Karlık köyünün eşrafından ve varlıklı bir ailesinden olan Cemal, kalleşlikle öldürülür. Herkesçe sevip sayılan Cemal´in ölümüne yanmayan kalmaz. Eşi Şerife acılarını yaktığı ağıtla hafifletmeye çalışır. Yetim kalan oğlu Mustafa da, birkaç yıl sonra hasat zamanı bir atın tepmesi sonucu ölmüştür.

Ağıt, Şerife´nin ikinci kocası Hayrullah´ın sonraki yıllar Refik Başaran´a “Herkese bir türkü okudun ama, bana okumadın.” diye sitem etmesi üzerine Cemal türküsünü plağa okur. Cemal Hayrullah´ın aynı zamanda amcasıdır. Onun öldürülüşü Şerife kadar Hayrullah´ı da etkiler. Şerife´nin türkünün her çalınışında gözünden iplik iplik yaşlar akıtmasını, Cemal´i bir türlü unutamamasını daima anlayışla karşılamıştır.

Yöre: Ürgüp

Derleyen: Mustan Aktürk

Kaynak: REFİK BAŞARAN

Şen olasın Ürgüp dumanın gitmez

Kıratın acemi konağı tutmaz

Oğlun da çok küçük yerini tumaz

Cemal’ım Cemal’ım algın Cemal’ım

Al kanlar içinde kaldın Cemal’ım

Ürgüp’ten de çıktığını görmüşlür

Kıratının sekisinden bilmişler

Seni öldürmeye karar vermişler

Cemal’ım Cemal’ım algın Cemal’ım

Al kanlar içinde kaldın Cemal’ım

Cemal’ın giydiği ketenden yilek

Al kana boyanmış don ile göynek

Sana nasip oldu ecelsiz ölmek

Cemal’ım Cemal’ım algın Cemal’ım

Al kanlar içinde kaldın Cemal’ım

Ürgüp’ten de çıktın kırat kişnedi

Üzengiler ayağını boşladı

Yağlı kurşun iliğine işledi

Cemal’ım Cemal’ım algın Cemal’ım

Al kanlar içinde kaldın Cemal’ım

Karlık ile başkadın pınar arası

Çok mu imiş Cemal’ımın yarası

Ağlayıp geliyor garip anası

Cemal’ım Cemal’ım algın Cemal’ım

Al kanlar içinde kaldın Cemal’ım

Cemal’ın giydiği kadife şalvar

Dükkânın kilidi cebinde parlar

Oğlun da çok küçük beşikte ağlar

Cemal’ım Cemal’ım algın Cemal’ım

Al kanlar içinde kaldın Cemal’ım

Kıratın üstünde bir uzun yayla

Ne desem ağlasam kaderim böyle

Gidersen Ürgüp’e sen selâm söyle

Cemal’ım Cemal’ım algın Cemal’ım

Al kanlar içinde kaldın Cemal’ım

Kıratım başımda oturmuş ağlar

Cemal’a dayanmaz şu karlı dağlar

Üzüm vermez oldu Karlık’ta bağlar

Cemal’ım Cemal’ım algın Cemal’ım

Al kanlar içinde kaldın Cemal’ım

Giden Cemal gelir mi de yerine

İçerimde yaram indi derine

Cemal düşta kahpelerin şerine

Cemal’ım Cemal’ım algın Cemal’ım

Al kanlar içinde kaldın Cemal’ım

(seki : atın tırnaklarının üst kısmında bulunan beyaz kıllar)

Bodrum Hakimi

Mefharet Hanımın hakim olarak görevli gittiği Bodrum da intiharı ardından, yöre halkının duygularıdır türkü olan.

Keşiflerine giderken at binen, yöre halkını seven, halkça da sevilen bir adalet sözcüsüdür Mafharet Hanım.

Farklı söylenceler vardır ama hepsinin sonunda ipi kendi boynuna geçirendir Bodrum Hakimi. Denir ki; sevdiği genci yargılarken eli de dili de varmamıştır ölüm cezası vermeye. O yüzden canına kıymıştır. Bir başka konuşulan; nişanlısının ölümüdür Bodrum Hakimi ne bu hayatı yaşanmaz kılan. Yine söylentiye göre idam cezası verdiği bir gencin abisi, Bodrum Hakimi ni Çatal Adaları na götürüp tecavüz etmiştir. Bunun ızdırabı ile yaşayamayıp geçirmiştir ipi boynuna. İçtenlikle çok sevilmiş bir hakimin ardından, Bodrum da yakılmış bir ağıttır bu.

Bodrumlular erken biçer ekini

Feleğe gurban mı gittin bodrum hakimi

Nasıl astın Mefaret hanım kendi kendini

Altın makas gümüş bıçağıyla doğradırlar tenini

Hakim hanımın memleketi Kütahya Tavşan

Hakim hanımsen eyledin bizleri düşman

Nasıl kıydın Mefaret hanım kendi kendini

Çifte doktor gümüş bıçağıyla doğradı o beyaz tenini

Cemil

Neredeyse bütün mahallenin kızları aşıkmış cemil´e. Bakışları can yakan, yakışıklı bir yiğitmiş bu delikanlı. Mahallenin kızlarından Fatma da Cemil i severmiş. Severmiş sevmesine de Cemil in kulağına gidecek kadar dolaşmış dillerde, ahali kızın haline dertlenir olmuş. Bir vakit, kendine bunca sevdalı olan Fatma’yı görmüş Cemil. Görür görmez Cemil de vurulmasın mı Fatma ya. İki gönül böyle ateşlenince, büyükler engel olmamış bu sevgiye. Engel olmamışlar ama geç olduğundan mı, yoksa güç olduğundan mı, Cemil ince hastalığa yakalanmış.

Aşıkların birbirine duyduğu bu tutkulu sevgi, Cemil in hayatına mal olmuş. Fatma kavuşup da duyamadığı Cemil in ardından ağlamış, ağıtlar yakmış. Cemilini kaybetse de aşk ateşi sönmemiş, ölünceye kadar içinde yanıp durmuş. Sevdiğine kavuşamayan Fatma, Birbirine kavuşan gençlerin düğünlerine gidip def çalarak, sevda ateşini dindirmeye çalışmış.

Gezmedim yorulmadım Cemil

Boş yere kırılmadım Cemil

Sana benzer dünyada Cemil

Bir başka bulamadım Cemil

Anan öle Cemil

Baban öle cemil

Yetim kalasın Cemil

Benim olasın Cemil

Kayalıkta bir kuş var Cemil

Kanadında gümüş var Cemil

Yarim gitti gelmedi Cemil

Elbet bunda bir iş var Cemil

Anan öle Cemil

Baban öle cemil

Yetim kalasın Cemil

Benim olasın Cemil

Bağa gel bostana gel Cemil

Zülüfün destele gel Cemil

Ana izin vermezse Cemil

Yalandan Hastalan gel Cemil

Anan öle Cemil

Baban öle cemil

Yetim kalasın Cemil

Benim olasın Cemil

Yöre: Şanlı Urfa / Siverek

Kaynak: Notalarıyla Türkülerimiz ve Hikayeleri 2

Derleyen: Ramazan Özgülteçkin 1975

Yazarın Diğer Yazıları