Ümit Kayaçelebi

Biz babadan böyle gördük

Ümit Kayaçelebi

Sevgili dostlar, hani siz bazen şarkı dinliyorsunuz, bazen türkü dinliyorsunuz çoğu zaman öylesine dinleyip geçiyorsunuz.

Oysa ki o eski şarkılarda o eski türkülerde öylesine yazılmamış. Her biri hayatın içinde yaşanmışlıklarla dolu. Her  birinde  neşeler var kederler var. Velhasıl var da var.

Örneğin bir Suzan suziyi dinlerken sizde dalıp gidiyorsunuz ama çoğu zaman merak da etmiyorsunuz acaba bu hazin türkü nereden çıkmış diye .

Oysa ki bi merak edip açıp baksanız orada Diyarbakırlı Adil ile Suryani kızının yaşadıkları öyküyü öğrendiğinizde türkü siz de daha bir anlam kazanacaktır.

Evet her şarkı da türkü de olduğu gibi  çoğu zaman şairlerinde kaleminden dökülen şiirlerin de bazılarında yaşanmışlıklar vardır. Yaşanan bir olay sizi bir şiir yazmaya yönlendirir ve bir de bakarsınız o yaşadığınız olay bir şiir olur çıkar.

Biz babadan böyle gördük şiirimizde bir gün yaşadığım bir olay sonucu ortaya çıktı. O olay beni etkileyince işte böyle biraz nasihat ve biraz da sitem dolu şiiri yazmama vesile oldu.

Efendim, YYÜ Edebiyat Fakültesinde Prof. Dr. Zeki Taştan’ın daveti üzerine üniversiteye gençlere sohbete gitmem gerekiyordu. Sohbet öğleden sonra özel vasıtam olmadığı için bila mecbur ya dolmuş ya otobüs ile gitmem gerekiyor.

Durakta bekliyorum ama gelen vasıtalar hep lebalep dolu. Bekle bekle en sonunda otobüse bindim. Fakat otobüs silme dolu.

Kendi kendime yahu dedim yaşlı başlı adamsın şimdi gençlerden biri kalkar yer verir dedim.

Heyhat yerinden teprenen yok. Herkes adeta sarmaş dolaş, telefonla oynayanlar, kitap okur gibi yapanlar. Hasılı kelam arabada nefes almak bile zor ama ne yaparsın programa yetişme adına katlanıyorum.

Kendi kendime de sen de kendine zot veriyorsun şairim, yazarım, gazeteciyim, halk bilimciyim deyip kendinle övünüyorsun bak ne seni takan var ne de önemseyen.

Sinirlerim bozuk bir vaziyette böyle kendi kendime konuşarak vara vara vardık Organize sanayiye orada bir genç inerken bana yer verdi. Ama sinirimden oturmadım. Buraya kadar ayakta gelmişsem bundan sonra otursam ne olacak dedim kendime.

İşte o hiddet ve şiddetle Edebiyat Fakültesine vardığımda Zeki Hoca beni görünce hayırdır dedi üstat niye böyle sinirlisin dediğinde

Hocam ta şehirden buraya kadar ayakta geldim. Senin çok okumuş çocuklar bizi tınmadılar bile!

Ve o gün gençlerle sohbette bulundum. ama o gün ayakta gitmek benim çok zoruma gitti.

Eve döndüğümde çayımı yudumlarken radyomu  açtım. Ne kadar calibi dikkattir ki radyoda Müslüm Gürses aynen şöyle sesleniyordu <Biz babadan böyle gördük>

O zaman kendime aynen şunu söyledim,

Ah ah dedim  bunlarda babadan bir şeyler görselerdi onlarda  babaları yaşındaki adama bir yer verirlerdi onunda gönlü hoş olurdu.

Heyhat nerede o gençler hep bizim zamanımızda kaldı diyerek işte o an biz babadan  böyle gördük adını verdiğim şiiri kaleme aldım.

Şimdi sizleri  o gün yazdığım şiirle baş başa bırakıyorum.

BİZ BABADAN BÖYLE GÖRDÜK

Az konuşur çok dinlerdik

Biz babadan böyle gördük

Büyük küçük ne bilirdik.

Biz babadan böyle gördük.

**

Yol da hep geri kalırdık

Yaşlıya saygı duyardık

Yüksek sesle konuşmazdık

Biz babadan böyle gördük.

**

Büyük kurulur en başa

Hiç kimse konuşmaz boşa

Küçüğe laf düşmez haşa

Biz babadan böyle gördük.

**

Ne alsalar biz giyerdik

Ve de ne çok sevinirdik

Haddimizi de bilirdik

Biz babadan böyle gördük.

**

Ev de sil süpürde yarış

Piri paktır her bir karış

Elden düşmez örgü nakış

Biz babadan böyle gördük.

**

,Çocuk kahveye girmezdi

Yanından da geçemezdi

Ve sigara içemezdi

Biz babadan böyle gördük.

**

Büyük baba ne derse o

Harçlık dersen ne verse o

Ses vermez kimi yerse o

Biz babadan böyle gördük.

**

Gelin erkenden kalkardı

Sini sofrayı kurardı

Gap gaşığı da yıkardı

Biz babadan böyle gördük.

**

Bir evde üç elti yaşar

Hepsi de her işe koşar

Çok konuşan haddi aşar

Biz babadan böyle gördük.

**

Acem kilimiydi yaygı

Geçim diye yoktu kaygı

Tek derdimiz sevgi saygı

Biz babadan böyle gördük.

**

Yaşadık toprak evlerde

Gezdik bağ ve bahçelerde

Bağdaş kurduk sedirlerde

Biz babadan böyle gördük.

**

Kaynar teneke semaver

Gırtlamalar dörder beşer

Üzümle çay pek hoş gider

Biz babadan böyle gördük.

**

Düğünlerde coşan çoktu

Dara düşsen koşan çoktu

Candan yanan komşun çoktu

Biz babadan böyle gördük.

**

,Dillerde selam merhaba

Fotör takardı bey baba

Akrep değildi akraba

Biz babadan böyle gördük.

**

Vaz-ı nasihat ettiler

Helal lokma yedirdiler

Önce adam ol dediler

Biz babadan böyle gördük.

**

Belki size kara yüzüm

Hikaye değildir sözüm

Yemin billah iki gözüm

Biz babadan böyle gördük.

Yazarın Diğer Yazıları