Ümit Kayaçelebi

Azmi Sebat Kitabevi, Pınar Reklam ve Turan Özpınar

Ümit Kayaçelebi

Artık eski dostluklar eski arkadaşlıklar eski insanlar yok! Kimin şimdi kaç tane kadim dostu var diye sorsan acaba kaç kişiyi sayabilir! Sayamaz çünkü menfaatin ilah olduğu paranın put olduğu şu asırda artık dostluklar lügatlerde kaldı.

Ama biz öyle yaşamadık ve bu günlere öyle gelmedik. İşte geçmişe baktığımda en eski çocukluk arkadaşı olarak benim eski arkadaşım Yetkin Ural diyorum.

Gençlik arkadaşım derseniz 60 küsur yıllık arkadaşım sevgili Turan Özpınar.  Dünden bu güne kalan ve kadim dostun kimdir deseler hiç tereddütsüz Turan Özpınar’dır diyebilirim.

Onunla tanışmamız 60’lı yılların sonuna rastladı. Beş yol dediğimiz yerde nereden aklına geldi ve estiyse Turanın babası Aziz amca “Azmi Sebat Kitabevi” diye daracık bir yerde toprak bir dükkanda mini minnacık bir kitapçı dükkanı açtı. Sanırım onu da her halde kitapçılık yapması hususunda rahmetli babam etkiledi. Çünkü babamın da Büyük cami önünde açtığı”Kanaat Kitabevi” vardı her ikisi de çok samimi dosttular. Babama hep efe derdi. Oysa benim babam halim selim dünyadan bi haber belangaz bir insandı ama nedense Van’da adı efeye çıkmıştı. O zamanlar insanlara lakap takma adetten di kime ne lakap taksanız yok da demezdi.

Neyse konuya dönersek Azmi Sebat Kitabevi de bizim Turan kardeşimize teslimdi. Çünkü Aziz amca  YSE de çalıştığı için sürekli dükkanda Turan bazende Doğan duruyordu.. Hal böyle olunca gerek Turanın gerekse Doğanın arkadaşları olan bizler de orayı kendimize bir toplanma yeri gibi kullanıyorduk. Ama Aziz amcanın gözünden uzak onun geldiği haberi alınınca hemen tabana kuvvet kaçılırdı ama ben kaçmazdım bir tek bana hususi davranırdı babamdan ötürü.

Beş yol sessiz sedasız asude bir yer orada ayak üstü toplanır konuşur sohbet eder ondan sonra dağılırdık. Orası bizim toplanma merkezimizdi ve belli bir grup oluşturmuştuk. Kimler vardı derseniz; Cihan Dedeoğlu, Reşit Şaşıhüseyinoğlu, Kemalattin Bucak, Nurettin Bayraktar, Alpaslan Büyükhergül, İsmail Sümbül, Suat Kürşat, Ahmet Erdem, ve şu anda aklıma gelmeyen isimlerde var hoş görsünler yazamadığım için. Komşumuz Biskiletçi Fevzi Baba, Terzi Seyfettin amaca, Sendikacı Hikmet Tekbudak, Diba kuaförü, Hüseyin Erdemir’in yüksek toprak binalarında Komünizmle Mücadele Derneği ve hemen yanında da Türkiye İşçi Partisi.

Ve 1969 yılında Milliyetçi Hareket Partisi de bize komşu oldu.

Güzelliğe bakın insanlardaki adabı muaşarete bakın MHP, TİP ve Komünizmle Mücadele Derneği hepsi ayna caddede birbirlerine komşu ama ne saldırı var ne husumet var herkes kendi aleminde medeni birer insan olarak işlerini sürdürüyorlar.

Tahammüllü insanlardır çünkü bu şehrin içinde aynı havayı soluduğumuz için birbirimize hürmette kusur etmemeye çalışıyorduk.

Karşı caddede toprak evler orada Foto Kırcan var her zaman dükkanı dolu dolu Vanın yakışıklıları yaz günü odlumu kapıda otururlar ve sohbetlerine doyum olmazdı.

Azmi Sebat Kitabevi çok uzun sürmedi ne yazık zaten sembolik bir yerdi çok para da kazanmıyordu. Turan da o yıllarda biraz tabelacılığa ve resime merak salınca gitti Azmi Sebat Kitabevi geldi Pınar Reklam.

O yıllarda Vanda bu işle iştigal edenler vardı. Ressam Cengiz.., Halit Özhan, aklıma gelen bunlar. Yani tabela dediğiniz teneke parçasına dört tahtayı çevrele al sana tabela daha gelişmemişti. Çok lüks tabela pek revaçta değildi ama yapanlar da vardı tabi. Bizim Turan daha sonra mekanını Maraş Caddesine nakletti bir yandan ressamlık bir yandan saz çalmak ve bir de tabelacılık hepsini bir arada götürmeye çalıştı ve derken Pınar Reklam zamanı geldi bir marka oldu ve bu gün de artık Turan kardeşim işten elini eteğini çekti kendini emekliye sevketti çocukları yine onun işini sürdürüyorlar.

Bunların ötesinde bizim dostluğumuz top sahalarında, sinemada, kahvede eğlencede yıllarca sürdü gitti.

Hayatımızda çok güzel anılarımız oldu ama Turan Özpınar denince aklıma en çok gelen şey top arkadaşlığımız.

Ben iyi topçuydum kendi mahallemizin dışında başka mahalle takımlarında da takviye güç olarak çağırırlardı. Bunlardan biri de Buzhane mahallesi idi. Turan Özpınar baba evi oradaydı. Benim bisikletim yoktu Turan maç olduğu zaman beni alır bisikletin arkasına atar Buzhaneye giderdik maç oynardık tekrar bisikletle beni Vana getirirdi.

Top oyna o kadar yorul birde bisikletle iki kişi gel şehre tekrar dön. O anları hiç unutamam.

Her şey bir yana rahmetli Aziz amca ve Hayriye ablanın yakınlığını ve samimiyetlerini hiç unutamam.

Allah Aziz Özpınar amcamıza rahmet etsin.

Turan sen de iyi ki varsın maziden kalan müstesna bir dostsun.

İyi ki varsın sevgili Turan Özpınar.

Yazarın Diğer Yazıları