Şule Edremit Özen

Huzur evinde ki huzur...

Şule Edremit Özen

Oldum olası huzur evlerine karşı ön yargılı olmuşumdur. Nasıl olur da bir insan anne yada babasını huzur evine gönderir. Anne, baba yıllarca çocuklarına bakmıştır ama çocuklar bakamaz... Bazen öğrenmek için yaşamak gerekiyormuş. Ben de yaşayarak öğrenenlerden oldum.

Bir yakınım, evi olduğu halde, yanın da bakıcı varken, ben huzur evine gitmek istiyorum dedi... Ve tüm engelleme çalışmalarımıza rağmen, zorlu uğraşlardan sonra çok istediği huzur evine yerleşti. Hotel gibi karşılıklı odalar, büyük lobi ve etkinlik odaları ile müşahede odaları bulunuyor. Kamelyası, havuzlu bahçeyi çiçeklerle güzelleştirmişler... Birinci katta bayanlar, ikinci katta erkekler ve evli çiftler, üçüncü katta atölye dedikleri, etkinlik salonu mevcut.

Cuma günü, Kur'an ve Yasin okunup dualar ediliyor. Ayda bir kez kuaför geliyor, bakımları yapılıyor. Psikolog var ve şahane yemekler. En önemlisi yaşıtları var sohbet edebilecekleri. Yeni gelene, hoş geldin gitmeleri gibi... Ziyaret ettikçe,  onları daha yakından tanır oldum. Hepsinin hikayesi farklı. Zaman geçtikçe de önyargılardan kurtuldum... Huzur evi onlar için gerçekten mutluluk olmuş. Orada kendilerine bir dünya kurmuşlar ve o dünyada mutlular.

Önemli olan da mutlulukları değil mi? Hikayeleri var derken, birini paylaşmak istiyorum. Çünkü hayatın sürprizleri var neler getirir, götürür bilemeyiz. Türkan teyzem, yetmişli yaşlarında, eşi ve tek oğlu ile beraber mutlu aile örneklerinden biri olarak gösterilirmiş. Kamelyada çayımızı içerken başlıyor anlatmaya, Oğlum, güzel oğlum, can parem henüz otuz yaşındaydı...

Çocukluğundan beri Pilot olacağını söylerdi ve olmuştu. Ana kuzusu, göreve giderken, helikopter kazasında ölüyor. o gün benim için hayatımın bittiği gündü.... Türkan teyze gözlerinde ki yaşlarla zordu be kızım çok zordu o günler Allah'ın taktiri yapacak bir şey de yok... Evet dedim maalesef yok, hepimizin bir sınavı var. Senelerce eşi ile mutlu fakat buruk yaşam sürmüşler.

Sonra mirasçıları başlamış konuşmaya. Biz o zaman uyandık diyor. Bize gelmeler, gitmeler hep mal ve para içinmiş... Karar verdik eşimle, sadece bir ev bıraktık tümünü "Mehmetcik Vakfına" bağışladık. Burada çok mutluyuz, iyi ki HUZUR EVİ var. Yemek yiyoruz, çamaşırımız yıkanıyor, odamız temizleniyor, Doktorlar var, ilaçlarımız veriliyor ve en önemlisi dostlarım oldu.

Sıkılınca onlarla dertleşiyorum, onlar bana anlatıyor, birbirimize destek oluyoruz. Eşim de çok mutlu, keşke daha önce buraya gelseydik diyor.

Yazarın Diğer Yazıları