Şahin Akçap

Yüzleşmek

Şahin Akçap

Gerçekler korkutucudur.

 

Sezersiniz, hissedersiniz ama sonra da:

 

“Yok canım! Olur mu öyle şey.” Deyip geçip gidersiniz.

 

O çok uzun sandığımız hayat aslında küçük bir nefesten ibarettir.

 

Yüzleşmenin felsefedeki karşılığı özeleştiridir.

 

Bugün kaçımız gün sonrası başımızı yastığa koyarken neler yaptıklarımızı düşünürüz?

 

İyiliklerimiz için sevinip, yanlışlarımız için kendimizi yüreklice eleştirdiğimiz kaç zamanımız olmuştur?

 

Eğer yaşadıklarımızla sıkça yüzleşir ve korkusuzca kararlar alırsak hatalarımız azalır.

 

Sokaktaki vatandaş için de, ülke yöneten liderler için de yüzleşme güzel günlere başlangıç olabilir.

 

Bazen sevdiklerimizin yanlışlarını görmezden geliriz. Ama ikinci bir yanlışın hata olduğunu yaşam denen gücün dört bir yanındaki zincirler yüzünden kabul etmek zorunda kalırız. İşte yaşamın tutsağı olma anı bu andır. Usulca etrafımızı saran demir parmaklıkların mahpusluğu böylece başlamış olur.

 

Gidene “Gitme!” Demek, kalana “Kalma!” Demek yüzleşme dediğimiz benlik sorgulamasını yok eder. Ne var ki yanlışlar ve eğriler çoğaldığı zaman içine düştüğümüz girdap derine çeken sosyal sorunların başlangıcı olur.

 

İhanet… İki yüzlülük… Yalan… Doğruları çarpıtmak… Olup bitene eyvallah demek…

 

Tüm bunlar insan olma erdeminin üzerinden bir silindir gibi geçer. Ayakta kalmak artık olanaksızlaşır.

 

Derim ki içe dönük bir yaşam sergilemek yerine, kaybetme korkusu içinde bocalamak yerine yüzleşmekten kaçınılmamalı.

 

Hiç kimsenin bir başka yaşamı yok etmeye, ömrünü cehenneme çevirmeye hakkı yoktur…

 

Mutlu ve huzurlu yaşamın tek yolu yalın ve içten olmaktır. İnceldiği yerden kopsun demek yerine bazen yürekli kararlar almak, ölü yaşayanlardan olmaktan çok ama çok daha iyidir.

Yazarın Diğer Yazıları