Şahin Akçap

Yüngül taşı

Şahin Akçap

Kumsalı renkli yüksek denizin ilginç değerleri arasında şaşırtan objelerden birine koşan sodalı sudan saçları sapsarı kesilmiş çocuk arkadan gelen arkadaşlarına:

"Buldum! Buldum!"Diye seslendi.

Elindeki yumruk büyüklüğündeki gözenekli taşa bakmak için koştu arkadaşları.

"He vallah bulmuş!" Dediler hep bir ağızdan.

En büyüğüydü buldukları ponza taşı.

"Anam sevinecek." Dedi taşı paha biçilmez bir elmas gibi kavrayan çocuk.

Kıyı boyunca o büyüklükte bulmak için yürüdüler.

Kozmetik sanayinde pazarlanan ve kimilerin topuk taşı dediği ponza taşının adına bizim ellerde yüngül taşı denir. Bu taş hafif, gözenekli, süngerimsi bir yapıya sahiptir.

Van Gölünün kıyıyı döven dalgaları zaman içinde yüngül taşlarını kıyılarına atar. Güneş, soda ve zamanın başkalaştırdığı taşların hafifliği en çok çocukları etkiler. Onlar her göl kıyısına indiklerinde bu taşları toplarlar. Avuç içine sığacak büyüklükteki yüngül taşları kıymetlidir. Evlerde banyoların bir kenarında tutulur, ayaklardaki ölü derilerin ve nasırın çıkarılmasında kullanılır.

Bazen büyükler şımarık ve densiz çocuklar için ya:

"Dırdek olma!"

" Ya da yüngül olma ağır ol." Yöresel deyimlerini kullanırlar.

Bütün bunlardan da ortaya:

"Ağır ol batman gelesen." Atasözü ortaya çıkar.

Hani yolunuz Van Gölü kıyılarına düşerse eğer kumsalda yüngül taşı aramayı unutmayın.

 

Edremit Van'a bakar içinde Şamran akar

"Şamran suyu ve yeşil alanı sit alanı olmalı ivedilikle koruma altına alınmalıdır."

Van günlerinden birinde anacığımı konuk eden Nihat Işık ailesinden vedalaşıp annemi Toki Deprem Konutlarında bacımın evine uğurladıktan sonra dönüşte Şamran akarının yeşil bahçelerinin tozlu topraklı yoluna kırdı direksiyonu Nihat'ım. Sonra da hayranlıkla:

"Bu yoldan her mevsim mutlaka geçerim. Baharın yeşil ve gökkuşağının renklerliyle donanır bu yol… Şamran derin yatağından deli gibi akar. Her yer çiçektir ve kuş seslerinin korosu insanı mest eder. Yazın meyve dolar ağaçlarının dalları. Mis gibi ot kokusu sarar her yanını. Sonbahar ise yeşil sararır ve altın sarısı yapraklar gün ışığının altında gözleri kamaştırır." Diye anlatıyor.

Şamran Kanalı, Van'ın güney yakasının canı, cevheri. Geçtiği her yeri yeşile, çiçeğe, meyveye boyayan sihirli su…

Arabamız tozlu ve dar yoldan kıvrıla kıvrıla Edremit'e doğru yol alırken birden duruyor Nihat.

Küçük tahta köprüsü üzerinden geçilen ve derin, alabildiğine meyve yüklü bahçelere açılan eski Van evleri… Biraz sağında atıl durumda bir Ermeni şaraphanesi…

Ağustos sıcağının kavurduğu bahçelere serinlik ve hayat indiren arklar baharın coşkuyla akan Şamran'ın suyunu azaltmış.

"Bu vakitler iş çırpaşlara kalıyor. Bahçelerin suyu izinle açılıyor vanalarından."Diye ekliyor Nihat.

Nihat'ın sosyal medyada adminliğini üstlendiği Bizim Eller sayfasında bugün Şamran akarının yataklarında mercan yatakları bulunduğu haberi var. Bu da demektir ki Şamran suyunun aktığı yeşil koridor ve çevresinin ivedilikle korunma alanı olarak ilan edilmesi, yapılaşmaya izin verilmemesi gerekiyor.

Van'ın o meşhur:

"Edremit Van'a bakar içinde Şamran akar."Türküsünün kalıcılığı ve Şamran'ın hayat verdiği bu cennet yeşil alanın ömrünün sürmesi için yasal tedbirler alınmasını gerektiriyor.

Başta Antalya Valiliği olmak üzere Edremit Belediyesi'nin acilen Şamranaltı mevkisinin koruma altına alma girişimi kentin sosyal ve ekonomik hayatına ivme kazandıracaktır. Çünkü bu alanda yapılacak hoyrat yapılaşmalar başta Edremit olmak üzere Şamran akarının geçtiği her yerleşim alanını yok eder, çevre değerlerini silip süpürür.

Van Valiliği ve Edremit Belediyesini en çokta bu çevrede yaşayanları göreve davet ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları