Şahin Akçap

Yazmak ve okumak üzerine küçük bir anı

Şahin Akçap

Okuma yazma bilmeyen annem, okumayı çok ama çok seven babamıza ve biz yedi evladına gazete, dergi ve kitap okurken hep sitem ederdi.

 

“Okuduklarınızı bana da anlatın. Karnınızda saklayıp ziyan etmeyin.” Derdi.

 

Bazen haberler okurdum anacığıma.

 

Bazen Saatli Maarif takviminden kısadan hisseler…

 

Nasıl sevinirdi anlatamam.

 

Yazmamdaki nedenlerden biri de annemin "Karnınızda saklamayın." Sitemidir.

 

Bende anacığım gibi gözlem ve yorumları sağlam dostlarıma hep şunu öneriyorum.

 

-Karnınızda ve aklınızda saklamayın.Paylaşın. Diyorum.

 

Annemin en üzüldüğü an 12 Eylül'de odunluk ve kömürlükte sakladığım harçlıklarımla, minik maaşımla aldığım yüzlerce kitabı:

 

 "Ne olur ne olmaz" Korkusuyla hamam sobasında yakmak zorunda kalmasıdır.

 

12 Eylül günlerinde bizim mahallenin bir çok hanesinde banyo sobaları hiç durmadan yanmıştı.

 

İçinde hayatı anlatan eşsiz kitaplar duman olup Toprakkale dağına doğru darbe günlerinin fırtınasında savrulup gitmişti.

 

Benim ailemde üç şey üç kez öpülüp başa konur...

 

Kelamı kadim... Olmazsa olmaz ekmek… Ve kitaplar…

Okumaya Teksas, Tommikisle başlayan, Hazreti Ali Cenklerini hatmeden bizler gün gelip de Ömer Seyfettin’in, Kemalettin Tuğcu’nun, Bekir Yıldız’ın doyumsuz öyküleriyle Yaşar Kemal’e, Nazım Hikmet’e, Gorki’ye, Jack Landon’a, Victor Hugo’ya ulaşmıştık.

Bize okuma, yorumlama ve dünyaya emeğin aydınlık ışığından baktıran öğretmenlerim Nazif Bayramoğlu’na, Cengiz Hacıbekiroğlu’na, İsmail Gencoğlu’na, Rıza Zelyut’a, Nurullah İvak’a ve toprak damlı iki göz evimizin duvara gömülü dolabına hiç yorulmadan gazete, dergi ve kitap taşıyan rahmetli babama selam olsun.

Yazarın Diğer Yazıları