Şahin Akçap

Yaman çelişki ve Prof. Dr. Sayın Metin Feyzioğlu’nun görüşleri:

Şahin Akçap

Doğru söylemek gerekirse İnternet Düzenlemesiyle ilgili yasayı Sayın Cumhurbaşkanı tarafından geri çevrilmeyeceğini, veto edilmeyeceğini düşünenlerdendim. Düşündüğüm de oldu.

Ve bir yurttaş olarak bireyin hak ve özgürlüklerinin yara alacağına inandığım bu kabullenmenin toplumdaki infiali de devam ediyor. Sosyal paylaşım sitelerine yansıyan tepki bunun işareti. Medyaya yansıyan haberlerde Sayın Cumhurbaşkanının twitter takipçi sayısının hızla eksilmesi de düşündürücü ve ülkemizin özgürlüklere dönük yüzünün gölgelemesi bakımından önemlidir.

Bu son ve çok önemli gelişme için en yetkin kişi olan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Sayın Metin Feyzioğlu’na neler düşündüğünü sordum. Olayı gerek hukukçu ve gerekse yurtsever bir birey olarak aynen şu sözleriyle değerlendirdi:

“Bakınız, Sayın Cumhurbaşkanımız Tivitır mesajında, iki noktadaki yanlışlığın yeni bir yasayla giderileceğine dair açıklaması, yürürlüğe sokma yetkisinin hukuka aykırı kullanıldığını gösteriyor. Cumhurbaşkanı açıklamasıyla hukuka aykırılığını düşündüğü ve bu nedenle düzeltilmesini gerekli gördüğü bir kanunu, bunu bile yürürlüğe soktuğunu ifade ediyor aslında. Yapması gereken madem böyle düşünüyordu yasayı TBMM’ye göndermek ve hatalı gördüğü hususların düzeltilmesini istemekti. Oysa gündeme bomba gibi düzen sarsıcı haber farklı oldu ve yasal düzenlemeyi kabul etti. Bu durum haklı olarak toplumsal tepkiye neden oldu.

Anlaşılıyor ki kısa vadede de olsa kendini korumaya almaya çalışmaktadır. Oysa yapması gereken kişi özgürlüklerini korumaktır. Bunun için, öncelikle fişleme ve idari takdirle kısıtlamadan vazgeçmelidir. Öte yandan siyasi iktidarın seçimler öncesi çıkacak yasa dışı bir kısım olası kayıtlardan rahatsızlık duyduğu anlaşılmaktadır. Ve görülen o ki siyasi iktidar ve kendini korumaya almaya gayret etmektedir. Hemen söylemek gerekirse yasa dışı kayıtları hoş görme hakkımız asla yoktur. Ancak böyle bir endişesi varsa sağduyu iradesi açısından daha uzun vadeli düşünmesi biraz daha uzun vadeli ve yurttaş menfaatine düşünülmesidir. Şöyle ifade edelim; yarın öbür gün, iktidarlar sona erdiğinde, bugün başkalarının hayatlarını karartan gizli görevli tanıkların üzerinde oynanmış ses kayıtlarının ve sahte dijital verilerin karşılarına çıkabileceğini siyasi iktidar öngörmeli ve her yurttaşın menfaatine olacak şekilde gizli tanıklığı kaldırmalı, ses bantları ve dijital verilerin tek başına delil olmasına son verilmelidir. Aksi takdirde bu ülkede mazlumların adı değişir fakat zulüm hiç bitmez.” Dedi.

Sayın Feyzioğlu’nun düşüncelerine bir başka daha düşünceyle katılmak isterim.

İnternet üzerinde koparılmak istenen fırtınan bir diğer manevrasının da 17 Aralık rüşvet operasyonun üzerinde yoğunlaşan dikkati dağıtmak için gündemi değiştirmektir. Ancak görülen o ki yolsuzluklarla ilgili iddiaların üstünü kapatmak için çok geç kalınmıştır. Halkımızda beliren güvensizlik her gün biraz daha yoğunlaşarak şüphe bulutlarına dönüşmüştür.

Unutmamalıyız ki yaman çelişkiler içinde bırakılan kitleler; legalliye (yasal) yollar yok edildiğinde illegalliye ( yasa dışı) doğru yönelir. Türkiye için bu son durum şüphesiz ki ileriye dönük yürüyüşüne sekte vurur ki kim ne derse desin özeti kargaşa olur…

Zaten şimdiden toplumsal hayatın içinde internet üzerindeki siyasi iradenin yapılandırılmaya başlamasıyla:

“Ne yani, dumanla mı anlaşacağız.”

“İyisi mi, posta güvercinleri beslemek…”

“Afrika’daki yerlilerin tam tamları da işimizi görür.” Kara mizahı oluşmaya başlamıştır.

Yazarın Diğer Yazıları