Şahin Akçap

Yalansız yaşamak!

Şahin Akçap

Alaveresiz dalaveresiz, yalın hayat yaşayanlar ile dobra dobra konuşanlar pek sevilmez bizim ülkemizde. Süslenmiş ve içinde riya saklı olanlar daha revaçtadırlar. Şöyle bakın yakın çevrenize, arkadaşlarınıza, dostlarınıza, her gün merhabalaştıklarınıza onları görmekte gecikmeyeceksiniz
Bir de yalanla yaşayanlar vardır. İşleri güçleri yalandır. Yalanlarını hoş görünme ambalajı içine sararlar ve akıllarından geçirdikleri hinliklerini fesat silahının şarjöründen namluya öyle sürüp tetiği çekecek anı beklerler. Şahsen fark ettiğim bu tıynettekileri hiç acımdan yüreğimin defterinden çıkarıp atar ve isimlerinin üzerine kalın bir çizgi çekerim. 
Öğrencilerimle yaptığım minik hayat söyleşilerinde, doğruluğun en büyük hazine olduğunu anlatır, insanın güven denen olguyu kaybettiğinde, değersiz bir canlıya dönüşeceğine işaret ederim.
Bu içerikli bir söyleşimizde çok okuduğunu bildiğim bir öğrencim "özür" sözcüğünü öne sürmüş:
"İnsanlar hata yapmışlarsa özür dilemeliler ve karşı taraftan bağışlanmalılar."Demişti. 
Öğrencim haklıydı. Ancak öyle insanlar da vardır ki hayatı hep özür dileyerek akıp gitmiştir.
-Elbette bir hata sonunda hatayı yapanın özür dilemesi ve karşı tarafın özrü kabul etmesi erdemliliktir. Ancak hata iki kez tekrar edilirse adı yanlış olur. Yanıtını vermiştim.
Ve göz yummak, görmezden gelmek!
Göz yummak, görmezden gelmek aslında en büyük yanlıştır! Olup biteni koşulsuz onaylamaktır. Yapılana göz yuman veya korkan bireyin mutlaka yapandan bir beklentisi ya da ona karşı bir açığı vardır. Bütün bunlar yoksa eğer, demek ki birey ciddi biçimde kişilik bozukluğu içindedir.
Şimdi durup hayatın aynasındaki insanlara bir bakalım. En çok yalan sizce hangi ortamlarda vardır? Sanat, siyaset, spor... Hangisi?
Bence siyaset! 
Dün meydanlarda nutuk atanların söylemleri bugünkü söylemleriyle aynı paralelde mi?

Yazarın Diğer Yazıları