Şahin Akçap

Van kentinin yeşil alarmı!

Şahin Akçap

2016 Yazında Van Gölünün mavi boynundaki yeşil gerdanlıklarından bir olan Amik'te Sait Ebinç Hocanın gül yüzleriyle bizleri karşılayan anne ve babasının bir saatlik süre olsa da konukları olmuştuk.

Cennette yaşadıklarını söylediğim babalarının yüzünde hüzün gölgesi oluşmuş:

"Sonradan gelip yerleşenler Amik yeşiline kıymaya başladılar. Tuhaf yapıları, binalarıyla o canım bahçeleri yerle yeksan etmeye başladılar."Demişti.

Daha öncede böyle bir üzüntüyü kadim bir Vanlı hemşerimizden dinlemiştim.

"Kafkaslardan gelip yerleşenler Van'ın asma bahçelerinin kıymetini bilemediler. Asma ağacının kuru gibi görünen dallarını nacaklarla kesip yakacağa dönüştürdüler." Demişti.

Ebinç ailesiyle helalleşip yola revan olduğumuzda Nihat Işık kardeşim direksiyonu nazlı nazlı uzanan Van Gölü kıyısından Molla Kasım Köyüne doğru kırmıştı. Sahilde gördüğümüz göz yakan kirlilik bizi utandırmıştı. Günü birlikçi piknikçiler yiyip, içmiş atıklarını da kıyılarda bırakmışlardı.

Antalya'ya döndükten sonra her gün sosyal medyada Van Gölünü kirletmeyin spot yazılar paylaşmıştım. Sesimiz boş kubbede hoş bir sada mı kalmıştı bilmem ama daha sonra göl kıyılarıyla aldığım haberlerde durumun aynı tas aynı hamam olduğunu öğrenmiştim.

Sosyal medyada dost ve arkadaşlarımız hayli çok. Hepsi yürekli, duyarlı ve sözlerini karnında saklamayan cesur arkadaşlar. Onlardan biri Şule Edremit Özen Erik Değdirenler Grubunda beni de heyecanlandıran bir paylaşım yapmış:

"Gelin el ele verelim Van kent ormanı yaratalım."Önerisini sunmuş.

Paylaşımının altındaki yorumların yüzde doksan dokuzu sevinçle karşılamış bu çağrıyı. Ancak geçmiş tecrübelere de dikkat çekenler olmuş.

Örneğin bir dönem yaratılmaya çalışılan orman fikrinin başarıya ulaşmadığından, Van Kalesine dikilen fidanların sonradan sökülüp yakıldığından bahis edilmiş. Bu farklı ve dikkat çeken yorumlardaki gerçeklik orman yaratma fikrine daha ciddi yaklaşılması sinyalini vermiş.

Öğretmen dostlar bilir. Bizler öğrencilerimize yeşili sevdirirken içindeki canlıları da anlatarak konuyu pekiştirirdik. Ve bilirdik ki ormanı ne bekçi, ne dikenli teller koruyabilir. Ormanı ancak sevgi koruyabilir.

Van'ın Kurtuluşunun 100. Yılı için yapılacak etkinliklere Sayın Şule Edremit Özen'in bu güzel fikri de ilave edilebilir.

Okullar, resmi ve özel kurumlar, kuruluşlar, belediyeler, muhtarlar, son zamanlarda üretken çalışmalarıyla göz dolduran Van Ticaret ve Sanayi Odasının katkılarıyla. Öğretmenlerin, anne ve babaların çocuklarımızı, gençlerimizi bilinçlendirmesiyle ve hatta camilerde hocalarımızın eğitici ve bilgilendirici vaazlarıyla…  Orman Bölge Müdürlüğünün ve Fidanlık Müdürlüğü gibi tarıma dönük çalışmalar yürüten etkin birimlerce el ele verilerek Van 100.Yıl Kent Ormanı yaratılabilir… Oluşturulacak bir komisyonun bankada açacağı hesaba bir fidan da benden kampanyası başlatılabilir.

Buradan her kese seslenmek istiyorum.

Bu fikre gelin sahip çıkalım. İlk adım önemlidir. Bu adımın ve yasal girişimi Vansesi Gazetesi öncülüğünde gerçekleştirelim.

Seçilecek orman alanına düzenlenecek etkinlikler planlayalım.

O Van ki kahvaltı geleneğini dünya rekorlar kitabına el birliğiyle, gönül yoldaşlığıyla yazdırabildiyse Van Kent Ormanını da yaratacaktır.

Hazreti Muhammed'in:

"Yarın öleceğini bilsen dahi bir ağaç dik!" Güzel ve kutlu sözünün geleneğine sımsıkı sarılalım.

Koca şairin Nazım Hikmet'in de dediği gibi:

"Ve bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine/ Bu memleket bizim!" Diyerek bu güzel çağrıya sahip çıkalım.

Yazarın Diğer Yazıları