Van Gölünde zamanın ruhu
Şahin Akçap
Siz ne derseniz deyin Van Gölü için…
İster deniz…
İster göl…
İster yüksek deniz…
Kuzeyde Suphan Dağına sırtını dayamış, güneyde Artos sıra dağlarına yüzünü dönmüş Bahri Van, Doğu’nun mavi güzelliği Van Gölü ciddi bir tehditle karşı karşıyadır!
Bu tehdit, söylencelerin gülümseten canavarı değildir elbette… Bu tehdit kentleşmenin beraberinde getirdiği doğal erozyon ve kirlenmedir. Büyürken ve gelişirken doğayı koruyamaz, mavi ve yeşili betonun kurbanı edersek eğer; getirisi değişen iklim, yok edilen doğal estetik ve gölün sodalı maviliğine akan lağımlar olur.
Van 100 Yıl Üniversitesi Van Gölü için bir can simidi olmuştur.
Saygıdeğer öğretim üyelerinin, öğrencilerinin ve üniversite yönetiminin doğal yapıya hayati önem kazandırdıklarını izliyoruz. Erçek Gölü’nün el değmemiş güzelliğine kondurulan Flamingo Festivalinin arkasındaki değerin 100. Yıl Üniversitesi olduğunu biliyoruz.
Şimdi çok daha zor bir görev var üniversitenin önünde. O görevde deprem sonrası hızlı konutlaşma içine giren Van’ın alt yapısı oluşturulurken kanalizasyon bağlantılarının Van Gölü’ne zarar vermeyecek biçimde yapılmasını sağlamaktır. Denizlerin ve cennet kıyılarının sahip olduğu ülkemizde; suyun ve toprağın dolayısıyla doğal yapının zarar görmemesi için konuşlandırılmış sayısız arıtma sistemlerinin Van Gölü için de düşünülmesidir.
Bu nedenle deprem sonrası yeni çehresiyle şekillenen Van’ın doğal yapısını Van 100.Yıl Üniversitesine emanet etmek en akılcı yoldur. Bu bir tarihsel adımdır. 100.Yıl Üniversitesi, Van Gölünü gözbebeği gibi korumakla sorumludur. Erçek Flamingo Festivaliyle dünyaya Van Gölü Havzasından pencere açan üniversitemize güveniyoruz.
