Şahin Akçap

Unutursam fısılda

Şahin Akçap

“Dünyanın en unutkan milleti kim?” Diye sorarsanız;

“Aşk olsun size!” Yanıtını veririm.

Neleri unutmadık neleri…

Daha dün gibi hatıralarımızda kan kırmızı açar Kahramanmaraş olayları.

Dünyanın en güzel yürekli insanlarıydı onlar… Sazlarıyla, şiirleriyle Sivas’ta yaktık! Küllerini savurdular Sehergül kızlarımızın seher yeline…

Okuduğumuz gazetelerden bile ürktüler…

Gazete adlarını saklayarak koyduk ters çevrilmiş sayfalarıyla ceplerimize…

En delikanlı yurtseverlerdik!

Suçumuz memleketimizi sevmekti, türkülerimizi, dünü bugüne onurla bırakanları sevmekti…

Vurulduk…

Kıyıldık…

Sürüldük…

Ötekileştirildik…

Ama yılmadık!

Ayağı kırılmış kedilere, köpeklere sahip çıktık. Serçelerle, martılarla paylaştık simidimizi… Mundardır dediler…

Yoksulun yanına koyduk yüreklerimizi…

Aha sana 141. 142. madde dediler…

Efendi olmanın felsefesini yaptık, celallendiler!

Kitap, defter, yazı dedik!

Copla, gözaltlılarla, hücre işkenceleriyle yanıt verdiler…

Eğitim eğitimcilerin işidir, tüccarın, çakalın eğitimde ne işi var dedik…

Bozguncu dediler…

Ağaca, böceğe, diken dallı fidanındaki güle sahip çıktık…

Eli palalı, kazma saplı, sopalı ucubeleri saldılar üstümüze.

Görsünler diye zalimliği halkımız, hergele sürüsüne ses çıkarmadık.

Vandallar dediler taş devri zihniyetlerini unutup.

Oysa bir elimizde kitap, diğerinde zeytin dalı vardı.

Nerede ezilmiş varsa oradaydık…

Soma’da, Ermenek’te, Validebağ’da…

Fırtına deresinde dozerlerin altında...

Ne çektik be demeye varmıyor dilimiz ama…

Ne çektik sus pus olmuş sinmişliğinden!

Ey halkımız…

Varsa söylediklerimizden bir eksik…

Es geçmişsek zalimin zulmünden tek bir şey.

Koma içinde vicdanında acıtanları…

Unutursak fısılda…

Unutma!

Unutturma!

Nazım gibi koy yüreğini orta yere…

Ve yiğitçe de ki!

“Sen yanmazsan, ben yanmazsam nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa.”

Hadi fısılda… Yankıya dönüşsün fısıltıların…

 

Yazarın Diğer Yazıları