Şahin Akçap

Telefon zilleri

Şahin Akçap

Toplu taşıma araçlarında, kalabalıkların oluştuğu yerlerde ne kadar çok telefon zil sesi olduğunu fark ediyorsunuz.
Adamın biri kaynanasını o kadar çok seviyormuş ki; yememiş içmemiş, işini gücünü bir kenara bırakıp, telefonunun gelen zil sesine eşek anırması yüklemiş. Kaynana bu, fark etmez mi? O da damadı tarafından arandığında telefonunun sesi çoban köpeği sesi gibi çalıyormuş.
Bizim Mardinli pazarcı Osman'da öylesine coşkulu bir müzik sesi yüklemiş ki telefonuna, arandığında sanki cebinde orkestra varmış gibi coşkulu bir müzik çalıyor. Telefonu çaldığında, arkadaşları okeyi mokeyi bırakıp göbek atıyormuş.
Sizde okumuşsunuzdur haberini. Mersin'de mi, Manisa'da mı her neredeyse, ava çıkan avcılardan biri arkadaşını keklik sanarak iki kaşının ortasından vurmuş. Nedeni de, 
av esnasında arkadaşının telefonunun zili keklik sesi çıkarıyormuş...
Af buyurun, yelleme dâhil her türlü telefon zili sesi internet sitelerinde müşteri bekliyormuş.
Siren, fren, korna, patlak eksozun çıkardığı ses, hıçkırık, öksürük, horlama, hapşırma, kapı gıcırtısı, patlayan silah, çığlık, ağlayan bebek, geğirme, hemen hemen bütün hayvan sesleri hepsi mevcut.
Dedim ya; kalabalıklarda, dolmuşta, tramvayda telefon zili çalan kişiye göz ucuyla bir bakın. Hemen sosyal durumunu:
"Hangi okuldan mezunsunuz?" Sorusunu sormanıza gerek kalmadan, şipşak fark edeceksiniz.
Cep telefonlarının envai türlü zil sesini bir kenara bırakalım. Bir de yüksek sesle telefonda konuşanlarımızın sayısına bir bakalım. Oysa toplu yaşam alanlarında uyulacak kurallar vardır. Telefonun mu çaldı, hemen telefonun diğer ucundaki arayana nazikçe bulunduğun yeri söyler, sonra da arayacağınızı belirtirsiniz.
Geçen gün tramvayla şehir içi yolculuk yapıyordum. Dokuma'dan, Meydan yönüne giden bir ablamızın telefonu çaldı. Telefonunun zil sesi "Angaralı Turgut'un" O bildik oynak türkülerinden. Ablamız açtı telefonunu ve üç vagon ötemizdeki tramvayın sürücüsü vatmanın da duyacağı bir ses tonuyla konuşmaya başladı. Meydan durağında indiğimizde; ablamızın eşini, dostunu, ilişkilerinin boyutunu bütün cıcığıyla çoktan öğrenmiştik. Ayıptır demesi bir sütlaç tarifi yaptı ki, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş'ın pastanelerindeki bütün ustaları bir araya gelse o kadar detaylı bir sütlaç tarifi yapamazdı. Uyanık bir yolcu da kocaman bavulumsu çantasından çaktırmadan çıkardığı kalem ve deftere sütlaç tarifini yazdı.

Yazarın Diğer Yazıları