Şahin Akçap

Tatil!

Şahin Akçap

Temmuz sıcaklarına adım attığımız şu günlerde inanıyorum ki her on kişiden dokuzu tatil yapabilme özlemi içinde.
Haziran'ın ilk haftasında okullar tatile girmiş, öğrenciler tatil olanağını yakalamıştı.
Öğretmenlerin dört ayı tatil diyenler yanılırlar.
Bakınız 8 Haziran'da karneler verildikten sonra Haziran sonuna kadar öğretmenler sıkı bir seminer çalışmasına tabi tutuldular. Gerek okullarında ve gerekse seminer ortamı olan merkezi eğitim noktalarında toplanılarak 4+4+4 Eğitim Sistemi için yaklaşık üç hafta eğitildiler, mesleki bilgi yinelemesi yaptılar.
Öğretmenlerin dört ay denilen tatili aslında iki ay... Temmuz'da tatile girecek öğretmenler Eylül'ün ilk haftasında yeniden okullarına koşacaklar. Ve öylesine bir yoğun çalışma ortamına girecekler ki şimdiden sabır ve başarı diliyorum. Hani öğretmen az çalışıyor diye lakırdılar oldu ya? Bakmayın siz o lakırdılara, öğretmen olmayan, öğretmenlerin zor koşullarını bilemez. Kırk kişiyi aşan sınıflar, sorunlar karmaşasına dönüşmüş bir eğitim, sosyal ve ekonomik çalkantılar içinde çocuğuna bile yetemeyen velilerle çözüm üretme çabaları! Yani öğretmenlik öyle hariçten gazel okuyanların dediği gibi bir meslek değildir. Öğretmen bilir ki çalışmayan öğrencisi gibi kendisi de çalışmadığı zaman ülkenin ufuklarının kararacağını, aydınlıkların örümcek bağlayacağını!
Daha dün geçtiğim sokaktan bağıran bir teyze hanım:
"Hocam! Çabuk açın şu okulları da kurtarın bizi bu azgın veletlerden!"Derken öğretmenlerin hayatın olmazsa olmazı olduğunu vurguluyordu.
Tatil için ülkemizde sayısız seçenekler var.
Dağ, ova, vadi, ırmak, göl, deniz, insanlığın günümüze bıraktığı tarihi eserler Anadolu'muzun olağanüstü zenginlikleridir. Bu zenginliklerden yararlanmalı, tatil denen zaman dilimi içinde yaşayıp görmeliyiz.
Sesinizi duyar gibi oluyorum:
"Bunlar için maddi olanak gerek."Diyorsunuz. Haklısınız. Ancak kısa süreli de olsa çoluk çocuğa gezip, görme, tanıma fırsatını vermeliyiz.
Başka kentlerde yaşayan dost ve akrabalarımızla mantık ölçülerinde yer değiştirmeleri yaparak evlerimizi birer ikişer haftalık birbirimize sunabiliriz.  
Tatil deyip küçümsemeyin.
Sosyal bilimciler tatili ruh sağlığı için en değerli öneri olarak sunuyor insanlara.
Bir engel çıkmaz, yollar da izin verirse depremin hala sallamaya devam ettiği memleketim Van'a gitmeyi düşünüyorum.
Memleketim demiyorum ama bu dünyadaki cennetleri say deseler Van'ı ilk sıraya yazarım.
Sahi siz hiç Van'ı gördünüz mü?
Gezip görmediyseniz ne kadar büyük bir kayıp yaşadığınızı hatırlatmak isterim.
Gitmek nasip olursa yaşayıp gördüklerimi siz değerli okurlarımla paylaşacağım.
Ne demişti ozan:
" Giderim Van'a doğru
   Yolum İran'a doğru
   Kes başım kanım aksın
   Kıymet bilene doğru."

Yazarın Diğer Yazıları