Şahin Akçap

Sutyen kopçaları

Şahin Akçap

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu son günlerde adliyelerde avukatlara yapılan güvenlik aramalarındaki sert tavırlara değinerek:

 

“Sorumlularından hesap soracağız! Bu yapılanları onlara ödeteceğiz!” Diyor. Ve ekliyor:

 

“X ray cihazlar bayanların sutyen kopçalarına göre değil; silaha ve şiddet aracına göre ayarlanmalı.” Diyor.

 

Haksız mı?

 

Yerden göğe kadar haklı!

 

Bu açıklamalar arasında yer alan sutyen kopçaları Silivri’de eşleriyle görüşmeye ya da onların duruşmalarına giden asker eşlerinin, kızlarının yaşadıklarını anımsattı bana.

 

Silivri Cezaevinin x ray cihazından geçerken eşler ve kızlar sürekli öten x ray cihazının alarmından dolayı kapalı bir mekâna alınarak tepeden tırnağına arandıklarında ne kadar büyük sıkıntı yaşadıklarını gazeteler ve Silivri üzerine tutukluların yazdığı anı kitaplarında okuduk.

 

Kadınlar ve kızlar bu berbat aramadan sonra en akılcı yöntemin Silivri’ye giderken üzerlerine sutyen giymemeye karar verirler.

 

Silivri tutuklularının kadınları ve kızları Balyoz ve Ergenekon davalarının fos çıkmasından sonra o günleri şimdi adliye girişinde yaşayan avukat hanımların yaşadıklarının haberlerini okudukça, haber kanallarında izlerken bir kez daha acıyla hatırlıyorlardır.

 

Ray cihazından geçen bir hanımefendi ve öten cihaz:

 

“Bir dakika hanımefendi sizi bir kenara alalım.”

 

Didik didik aranan çantalar, üst başlar, saçlar vs… Suç aleti yok…

 

Ama x rey cihazı bağırmaya devam ediyor.

 

Sonunda aranmaktan gına gelen hanımefendi ayaklarını yere vurarak:

 

“Kardeşim sutyenimin kopçasıdır öttüren rey cihazını!” Demek zorunda kalsa da emir en üstten ya, çaresiz bir kez daha aranır hanımefendiler. Ta ki sutyenlerini çıkarıp o halleriyle rey cihazını öttürmeden geçinceye kadar.

 

Türkiye garabetler yaşayan bir ülke olmaktan kurtulamıyor. Öyle olunca da adaletin en öndeki savunucuları avukatlar, güvenlik nedeniyle son günlerde yaşanan hukuk dışı muamelelerin muhatabı olmaktan kurtulamıyor. Tartışmalar arbedelerle sonuçlanıyor.

Ve iş gelip Türkiye Barolar Birliği Başkanının açıklamalarına dayanıyor. Söyler misiniz lütfen… Barolar Birliği Başkanı haksız mı? Bu kin ve nefret ne zamana kadar sürüp gidecek? Aklın yolu ne zaman bu ülkenin gerçek pusulası olacak?

Yazarın Diğer Yazıları