Şahin Akçap

Sistem

Şahin Akçap

Suruç katliamının üzerindeki sis dağılıyor. Kobani ile dostluk köprüsü kurmak için o coğrafyaya en yakın yerleşim merkezine gidenlerin tümü çağdaş dünya görüşüne sahip eğitimli gençlerdi. Kıyılanların kimlikleri açıklanmaya başlayınca görüldü ki bombacı hainler bir taşla birkaç kuş vurmayı planlamışlar.

Birincisi var olan ve yanlış işleyen sisteme karşı olan gençleri ölümle yüzleştirerek korkuyu egemen kılmaktı. Ve tek utkuları bölgedeki kıyımların son bulması için dünyanın dikkatini bu noktaya çekmek olan gençlere gözdağı vermekti. Ancak o gençler can verdiler ama hayatları pahasına da olsa Suriye sınırındaki vahşetin ölçüsünü dünyaya duyurdular. İkincisi ise güvenlik önlemleriyle ilgili ciddi bir zafiyetin var olmasıydı. Ki öyle olmasaydı toplantı alanını bombalayacak caniler cesaret bulmaz ve daha eylemlerinin plan aşamasında enselenirlerdi.

Bu sistem kıyıcı, güven vermeyen sistemdir saptamalarında da gençler haklı çıktılar. Çünkü çok doğal bir eylemin güvenliğini koruyamamıştı sistem. Ve temelindeki istihbarat kurumları olası bir bombalı eylemi sezememiş, önlem almamıştı. Alamazdı da. Çünkü Şanlıurfa gibi bir kentin valisi gazetecilerin Işıd örgütü ile ilgili sorularını sakıncalı bulmuş ve hatta habercilerin gözaltına alınmasına yol açacak kadar tuhaf bir tavır sergilemişti. Demek ki gazeteciler adı bile dehşet çağrıştıran örgütün varlığıyla ilgili sorularında haklıydılar. Bu durum kentin valisini ciddi bir şüphe ve şaibe altında bulunduruyor. Gazetecilere agresif tavır sergileyen ve onların kaygılarını önemsemeyen vali, devletin yetkili organlarınca soruşturulmalı ve soruşturma süreci devam ettiği sürece görevinin başında tutulmamalıdır. İçişleri Bakanlığı bu hassas durum için bir saniye bile vakit kaybetmemeli, kentin sosyal yapısına uygun bir valinin ataması için karar vermelidir.

Suruç’ta yaşananlar gösteriyor ki demokratik hakların bir parçası olan özgürlük eylemleri artık ciddi bir tehdit altına girmiştir. Yarın farklı eylemlerin orta yerinde patlatılacak bomba kaygıları kitleleri güvensizliğe, sonu gelmez öfke hezeyanlarına sürükleyebilir.

Dost ve müttefik güçlere gelince…

İran ve Irak gibi Körfez Savaşını… Irak’a, Afganistan’a yapılan askeri müdahaleleri canlı yayınlar ile dünya televizyonlarının ekranına getiren Amerika’nın sınırımızda ölümlere yol açan eylemlerden yüzde milyon kez haberi olduğunu varsayarsak bu son olayların kaynağı hakkında Türkiye Hükümetini bilgilendiremez miydi? İç karışıklıklar için ülkelerin toprağına kendi ülkesinin topraklarıymış gibi rahatça girip çıkan Amerika neden kanlı bir terör örgütünün yolunu kesemez? Kesemiyorsa bu olup bitenlerden umarı nelerdir?

Evet… Güvenlik sistemimiz S.O.S veriyor… Demokratik ölçüleri olan barış içerikli bir eylemin alanını bile korumaktan uzak duruyor. Bu durumu izleyen komşu ülkelerin Türkiye hakkındaki güçlülük intibasını da ne yazık ki olumsuz değerlendirmeler içine çekiyor.

Suriye politikasının açmazları ise bir kez daha ölüm olarak halkımıza geri dönüyor. Sistemdeki paramparçalık artık sadece iktidarın sorunu değildir. Mecliste grubu olan muhalefet partilerinin de sorunudur. Ulusal birlik ekseninde ivedilikle son olayların ciddi bir analizinin yapılması için birlikte harekete geçilmesi gerekiyor. - See more at: 

Yazarın Diğer Yazıları