Şahin Akçap

Sır...

Şahin Akçap

İnsanların paylaşmak istemediği tek şey sırlarıdır. Sırlarını paylaşmak isteyenlere de geçmişten günümüze kadar gelen bir nasihat verilir:
"Sırrını söyleme dostuna, dostun da söyler dostuna."
Sır çok hassas bir durum, mahremiyet, hayati önem taşıyorsa paylaşıldıktan sonra sonuçlarına katlanmaktan başka hiçbir çare yoktur.
Bireyin, ailenin, iş yerinin, devletin sırları farklı konumlar içerirler. 
Bireyin sırrı yaşadığı ülkedeki özgürlüklere paralel olarak şekillenir.
Ailenin sırrı mahremiyet ölçüleri içindedir.
İş yerlerinin sırrı; işveren, çalışan ve diğer kurumlarla bağlantılıdır.
Devlet sırrı ise ülkenin özgül koşulları sosyal, ekonomik, siyasi ve güvenlik alanları içindedir. 
Yaşadığımız çağda artık içindekileri dipsiz kuyulara bağırarak anlatan insanlar kalmadı. İç rahatsızlıklarını, bilinçaltı sorunlarını psikologlara başvurarak çözen insanların sayısı hızla artmaya başladı.
Peki, psikologlar sır saklar mı? 
Tüm doktorların mesleğe adım atmadan önce Hipokrat yemini ettiklerini biliyoruz. Aynı yemin psikologlar için de geçerlidir.
Hıristiyanların ortak geleneğinde günah çıkarma vardır. Onlar özellikle işledikleri veya işlemeyi tasarladıkları günahlarını devam ettikleri kilisenin papazına giderek anlatırlar.
Peki, papaz güvenilir midir? Papazı da Allah ve kul arasındaki ilişkilerden kendini sorumlu tutan bir insan olarak düşünürsek demek ki güvenilirdir. Ya o söz? Hani söyleme sırrını dostuna, dostun da söyle dostuna sözü... Papazlar da bu sözün çerçevesi içindeler midir?
Çağımızda sır perdelerini aralayan dinleme ve gözetleme aygıtları; ailelileri, bireyleri, iş yerlerini, devlet görevlilerini ciddi biçimde tehdit eder aşamaya gelmiştir. 
Dinlenen ve kayıt edilen insan hayatlarına, yaşadıkları acılara ve sıkıntılara ülkemizde de tanık oluyoruz. Gelişen teknoloji sırları sır olmaktan çıkarmıştır. 
Telefonların yasal veya yasal olmayan dinlenmeleri... İnternet üzerindeki özel e postaların IP bağlantılarının ele geçirilmesiyle deşifresi... Teleobjektif tekniğindeki kamera aygıtlarıyla görüntülenmeleri... Günümüzde böcek adı verilen ses ve görüntü alma aygıtlarıyla; evinin, iş yerinin, aracının kayıt altına alınması 
Ancak bireyler ister ve mücadele ederlerse özgürlüklerinin zerresine bile etki edilmesini engelleyebilirler. Mücadele dışında kalmayı yeğledikleri an da hayatları  "biri bizi gözetliyor" durumuna düşer. Varılan son nokta ise sırların ve özel hayat mahremiyetinin açığa çıkmasına neden olur.
Bütün bunlardan korkmamanın tek yolu; düzgün insan olmak, yanlış yapmaktan kaçınmak, kendi özgürlüğü kadar başkalarının özgürlüğüne de saygı göstermek ve şeffaf olmaktır.
Dün; parçala, böl ve yönet felsefesiyle hareket ederek birey kuşatmasına girişenler bugün ne yazık ki kişilerin, kurumların, örgütlerin sırlarını ele geçirerek ve yeri, zamanı geldiğinde şantaj sarmalına düşürerek hareket etmektedirler. 
Güven değerini kaybeden, sırlarını bile koruyamayan insanların yaşadığı ülkelerde; kuşku, şüphe ve endişe toplumsal hayatı nefessiz bırakır.

Yazarın Diğer Yazıları