Şahin Akçap

Sınanmak

Şahin Akçap

Eskiden okullar kapandığında çocuklar başıboş bırakılmazdı. Tanıdık bir ustanın yanına çırak olarak verilir hayatın gerçek yüzü emekle buluşturulurdu.

Bazen berber yanı olurdu… Bazen bir eczane… Bazen bakkal çırağı… Ya da işinin ehli zanaatkârın çırağı…

Usta dediğiniz ahlaklı, haram yemeyen, işinin hakkını veren güven duyulan insandı. Çünkü ona emanet edilen evlattı. Para mara da istenmezdi. Hatta ustaya el altından verilen küçük miktarlı harçlıkların çaktırmadan çocuğa haftalık olarak dönüşü sağlanırdı.

Evladını usta yanına veren ana baba sıkı sıkı tembih ederdi:

“Bak evladım. Usta demek öğretmen demektir. Sakın ustanı üzecek bir davranışta bulunma.”

Sonra da çok önemli bir sır verirmişçesine:

“Ustalar insanı çok iyi değerlendirir. Dükkânın bir kenarına para atar. Bakalım çırak alıp parayı cebine koyacak mı, yoksa buldum diye ustasına geri mi verecek diye sınarlar.”

Bugün yetişkinler içinde bir anket yapılsa yüzde sekseninin çocukluğunda mutlaka çıraklık yaptığı anlaşılacaktır.

Önümüzdeki Pazar günü Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Adaylar meydanlarda kendilerini yeterince anlatıp tanıttılar.

Cumhurbaşkanlığı makamı çok önemlidir. Bir ulusu temsil edeceği için seçilecek kişi hayati önem ifade edecektir.

İşte bu nedenle kuyumcu terazisi hassaslığında her şeyini tartmak, ustaların o şaşmaz değerlendirmelerini aklımızdan geçirmek zorundayız. Seçim öncesi seçeceğimiz insan için şu soruları sormalıyız kendimize:

Bir kere dürüst mü?

Vatanını, milletini seviyor mu yoksa onları siyasi amaçları doğrultusunda kullanıyor mu?

Haram, helal ile mesafesi ne?

İnsan sevgisi evrensel mi?

Ahlaki değer yargılarıyla birlikte ulusal değerleri ne kadar önemsiyor?

İleride:

“Tüh elim kırılsaydı da oyumu ona vermeseydim!” Pişmanlığı duymamak için akıl ve yüreğimizi terazileyerek seçimimizi yapmalıyız. 

Yazarın Diğer Yazıları