Şahin Akçap

Sevgi emektir!

Şahin Akçap

Aşkı, sevdayı, sevgiyi anlatan iki film başyapıt filmler olmuştu.

Birisi Love Story yani Bir Aşk Hikâyesi…

Diğeri de Al Yazmalım…

Dramatik örgü içinde öykülenip, sinema filmine dönüştürülen iki eserin finalinde gözyaşı olsa da zafer tacını takanın emek olduğunu anlamıştık.

Aşk Hikâyesi Amerika’dan öykülenmişti. Tipik bir zengin yoksul öyküsüydü. Ama içeriğindeki güçlü unsur, iki insanın arasındaki bağı asla paramparça edemeyecek gücü yani aşkın gücünü anlatmasıydı.

Ali Mac Graw ile Ryan O’Neal’in başrolünü paylaştığı Aşk Hikâyesi 1970 yılında gösterime girdiğinde dünya ve ülkemiz sinemalarında haftalarca oynamış, müthiş etkili müziği ile sinemaseverleri büyülemiş ve filmin müziği Oscar ödülü kazanmıştı.

Filmin kahramanı Oliver, zengin bir babanın en şöhretli okullardan birinde okuyan şanslı oğludur. Jennifer ise işçi sınıfından bir kızdır. Zengin baba Oliver ile Jennifer’in bu birlikteliğine karşı çıkar. Ve oğlunun parasal desteğini keser. Jennifer lösemi hastasıdır. Ve iki sevgilinin arasını bu iki sorun asla açamaz ve tam tersi sevgileri giderek güçlenir.

Al Yazmalım filmi de Türk Sinemasının üç devinin müthiş bir oyun sergiledikleri özgün bir filmdir.

Türkan Şoray, Ahmet Mekin, Kadir İnanır Azerbaycanlı büyük yazar Cengiz Aytmov’un Selvi Boylum Al Yazmalım romanından projelendirilen filmin başrolünü paylaşırlar.

Kamyon şoförü İstanbullu İlyas ile köylü kızı Asya’nın hikâyesi anlatılır. Birbirini seven iki genç evlenir. Ancak İlyas, Asya’yı aldatır. Asya oğlunu alarak evden kaçar. Kaçış sırasında Cemşit adlı iyi bir adam Asya’ya ve oğluna sahip çıkar. Onları korur, kollar. Gün gelir İlyas döner. Asya hala onu sevmektedir. Ancak Cemşit’in kendisine ve oğluna verdiği emek Asya’yı büyük aşkından koparmaya yetecek, seçeneğini Cemşit’ten yana kullandıracaktır.

İki eser…

Love Story…

Selvi Boylum Al Yazmalım…

Bu iki dev yapım hala sinemaseverlerin unutamadığı klasikleşmiş başyapıtlar olarak yüreklerdeki yerini koruyor.

Ve Anadolu’da…

Tıpkı dağları künk ile delip Şirin’e kavuşmak isteyen Ferhat’ın hikâyesindeki gibi…

Tıpkı Kerem ile Aslı gibi…

Tıpkı Zühre ile Tahir…

Tıpkı Mem ü Zin …

Ve tıpkı Ah Tamara’daki; Tamara ile Memo gibi ölümsüz sevda efsanesinde olduğu gibi

Bu sevdaların her biri sonları trajedi de olsa sevgini yüceliğini anlatıyor.

Emek olmazsa aşk denen olgu sabun köpüğünden öteye geçebilir mi?

Daha dün beraberliklerini ilan edip, bugün ayrılık şarkıları söyleyen gençlerimiz bilsin isterim ki içinde emek ve özveri olmayan sevdaların sonucunda hüzün vardır.

Sevenleri ayırmak isteyenlerin yüzü ne bu dünyada, ne de ötekisinde de asla ama asla hiç gülmesin!

14 Şubat’a henüz iki gün var…

Yani sevginizi sorgulamak için iki uzun gün… Yani kırk sekiz saat!

Sevgililer gününüz kutlu olsun!

Yazarın Diğer Yazıları