Şahin Akçap

Sesler

Şahin Akçap

Büyük kent karmaşasını yaşayanların en çok rahatsızlık duydukları ses nedir diye bana sorulsaydı:
-Ambulans sesi! Yanıtını verirdim.
Kent trafiğini yarıp taşıdığı hastayı acile ulaştırmak için ambulans ekibinin ve şoförünün yapacağı iki önemli görev vardır.
Birinci görevi hastaya ivedilikle ulaşmak...
İkinci görevi aldığı hastayı en güvenli güzergâhtan hastaneye ulaştırmak...
Tabi bu iki görev için dikkatli olmak, siren öttürmekten daha önemlidir.
Sizinde benim gibi hiç merak ettiğiniz oldu mu?
-Acaba siren öttüren ambulansın içinde hasta var mı? Diye.
Bu konuda itiraz olur mu olmaz?
Olursa yanıt ne olur:
"Ambulansın içinde hasta olmayabilir ama görevli olduğu noktada bulunması için acele etmesi gerek!"
Yani kent yaşamındaki her insan ambulans sirenleriyle yaşamaya mahkûmdur!
Sahi Avrupa görmüş, oralarda yaşamış yurttaşlarımızdan bu yazıyı okuyanlara bir ricam var. Ambulans sirenleri oralarda da böyle canhıraş, yürek paralarcasına öttürülüyor mu? 
Ambulans sirenlerine tahammül ettikten sonra oturduğunuz konutun bir üzerindeki dairedeki komşunuzun her türlü saygısızlığına katlanırsınız.
Bazen gecenin en sessiz saatlerini paramparça eden musluk damlasının sesine dönüşüyor şehrin avazınca çıkan sesleri.
Çalışanlar bilir... Pazar sabahları erken saatlerde hamaratlığı tutup elektrik süpürgesini açan ev hanımlarının gürültüsü insanlara cinayet işletecek kadar saygısızca ve edepsizcedir. Cezası ne yazık ki olmayan bu zır zır cahil eylemin karşılığı küfür ve bedduadır.
Siz siz olun ruhunuza iyimserliğin balans ayarını vermeyi unutmayın.
Bazen kentin dayanılmaz sesleri arasında yer alan ambulans sireni bir canının kurtarılması için hayatın olmazsa olmazlardandır. Ama ortak yaşanan konut alanlarında da bilerek yapılan gürültüler yaşanacak cinnette, alınacak bir can için bahane değildir.

Yazarın Diğer Yazıları