Şahin Akçap

Sese kulak vermek!

Şahin Akçap

Van Sesi Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İkram Kali yazısının başlığıyla:
"Depremden güçlenerek çıkmak bu mu?" Sorusuna yanıt aramış. Yazısının içeriğindeki en hayati vurgu ise:
"Gelecekte Van'ı yine depremler bekliyor. Ağır hasarlı ancak güçlendirilmiş konutlar bu haliyle tehlike arz ediyor mu etmiyor mu?" Sorusunun çengelinde asılı.
Sayın İkram Kali bir önceki yazısında da ise arşivlerdeki belgelerden alınmış Van'ın geçmiş dönemdeki yerleşkeleri ve Van depremleriyle ilgili çarpıcı saptamalardan söz etmesiydi.
Söz konusu belgelerde sürekli depremlerle yaşayan bir kent için sağlam zeminli konut alanlarından söz ediliyor ve Edremit yeni bir yerleşim alanı adresi olarak işaret ediliyordu. 
Hayati önem arz eden bu belgeleri yetkililer tek tek gözden geçirmeli, incelemelidirler. 
Sayın Kali'nin sonraki yazısında değindiği kaygıları da önemsenmelidir. Bence, İkram Kali'nin "Depremden güçlenerek çıkmak bu mu?" Başlıklı yazısı, Van'da üst düzey bir toplantıya kapı aralıyor ve belirlenen sorunların görmezden gelinmesi ya da geçiştirilmesi halinde yönetenlere büyük veballer yüklüyor. Deyim yerindeyse İkram Kali'nin yazısı testiyi kırmadan atılan tokat değerindedir. 
Van'da yaşayan herkes yaşama tutunmak adına olan biteni izlemek, gerektiğinde aklına takılan soruları yetkililere sormak zorundadır. Varsa eksiklikler ve görmezden geliniyorsa önemli sıkıntılar bunun sorumluluğu yönetenlerle birlikte gözleyenlerin omuzlarındadır. Yarın:
"Ben dememiş miydim?" Pişmanlığı ile diz dövüleceğine bugünden var olan kaygıları yetkililere usulünce sunmak en akılcı yol ve yöntemdir.
Van Sesi Gazetesi'nin genel yönetmeninin objektif değerlendirmeleri ve sağduyulu yaklaşımı, konuyla ilgili sorumluluğu olanlarca asla geçiştirilmemelidir. Yanı başında üniversitesi olan kadim bir kent yeni kentleşmede sıfır hata ihtimaliyle planlar yapmalı ve hayatla buluşturmalıdır.
Temmuz ayında Van'da ki bir haftalık gözlemlerimde umutsuzluklarım Edremit ve Kalecik mevkilerinde hızla yapımı süren deprem konutlarını gördüğümde umuda dönüşmüştü. Dilerim umutlarımız sıcak yuvalarına kavuşacak hemşerilerimizin görüntülerinde mutluluğa dönüşecektir.
Türkiye afetler konusunda Japonya gibi hareket ederse ve her an bir deprem olacağın varsayımıyla tedbirlerini alır, ekipmanlarını hazır tutar, tek bir kulübenin yapımı bile olsa temelinin altından fay hattı geçiyor mu araştırma titizliğini gösterirse; acılar daha da azalacak, ölümler olmayacak, felaket sonraları ivedilik isteyen alt yapı çalışmaları otomotikman devreye girecektir. Japon mucizesi hiçbir şeyi şansa bırakmamak ve kaderine terk etmemek üzerinde şekillenmiştir. İkinci Dünya Savaşına rağmen dev bir ülke olan, tsunamiye rağmen hiçbir ülkeye boyun eğip, el açmayan Japon kültür ve geleneğinin biz Anadolu insanına hiç de yabancı olmadığını biliyoruz...

Yazarın Diğer Yazıları