Şahin Akçap

Potansiyel öfke!

Şahin Akçap

Ne meclismiş yahu!

 

Daha açıldığı an şiddet kol gezdi… Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı, şuurunu yitirmiş, özgeçmişinde suçlar zincirli bir vatandaşın yumruklu saldırısına uğradı.

 

O olay öncesi televizyonda sinema ve ekranın yeni kralı Kıvanç Tatlıtuğ ile Dünya Halter eski şampiyonu Naim Süleymanoğlu’nun reklâm filmi vardı. Hani borcunu ödeyemeyen bir yurttaşın alacaklısı Naim Süleymanoğlu’na yakalanışı ve haltercinin borçluyu halter gibi havaya kaldırdığı reklâm filmi. İçinde kaba kuvvetin geçtiği bir reklâm olur mu? Olur. Burası Türkiye! Olur, bizlerde çoluk çocuğun selametini göz ardı edip sessiz ve tepkisiz izleriz.

 

Olayla ilgili bir cümle… Kılıçdaroğlu gibi tertemiz ve barışçı bir lidere saldırıp yumruk atan o genç adama sadece yuh diyorum. Neymiş efendim politikalarını beğenmiyormuş… Politikası ne Kılıçdaroğlu’nun? Savaşa, sömürüye, diktatörlüğe, hırsıza, arsıza, vatan hainine eyvallah etmemesi mi? Yuh olsun sana genç adam! Yumruk atmak için bula bula böyle bir munis adamı mı buldun?

 

Yazmak istediğim bu değil… Yazmak istediğim bu ülkenin dinamite dönüşmeye başlamış insanları.

 

Çabuk dolduruşa gelebilen…

 

Öfkesini kontrol edemeyen…

 

Şiddeti geçer yol sanan…

 

Ya onları gaza getirenler?

 

Acımasız hayat koşulları…

 

Haksızlıklar…

 

Yurttaşların sosyal ve ekonomik yaşamlarında her gün biraz daha derinleşen yaşam uçurumları…

 

Her gün birbirine sövüp sayan politik kimliklerin tahrik içerikli söylemleri…

 

Öfke her yerde…

 

Okulda… Pazarda… Toplu taşıma araçlarında…

 

Fark etmiyor musunuz?

 

Selam ve günaydın sözcüklerini anımsayan kaç kişi kaldı çevremizde?

 

Sayın Kılıçdaroğlu kendisine tokat atana, tokat atmayan bir gelenekten geliyor. Onun felsefesinde:

“İncinsen de incitme!” İlkesi var.

 

Ancak bu olayın arkası ve önü büyüteç altına alınmalıdır. Fasa fiso televizyon söyleşilerinin konusu gerilen ve fitili ateşlenmeye yüz tutmuş bombaya dönüşen programlara odaklanmalıdır.

 

Çok gerginiz, çooook!

 

Serin rüzgârlara, hoşgörüye, gülümsemelere gereksinimimiz var.

 

Biliyorum…

 

Benim çok yakından takip ettiğim Gandi Kemal, o delikanlıyı affedecek ve onu bir öfke fırtınasına büründüren sorunlardan arınması için rehabilitasyon (iyileştirme) merkezlerine emanet ettirecek…

 

Liderler için mecliste atılan yurttaşın yumrukları bir alarmdır… Sükûnet ve aklıselime davettir!

 

Sıkılan yumruklar açılmalı… Yargının önü açılmalı… Soluksuz bırakılan demokrasinin ümüğündeki kelepçeler çıkarılıp atılmalı, hak ve özgürlüklerin cendereye alınmasının anlamsız saplantısından silkinip çıkılmalı.

 

Ve son söz…

 

O yumrukları sanki bende yemiş gibi sarsıldım…

 

Ya sizler sevgili okur?

 

Sizler de hissettiniz mi?

Yazarın Diğer Yazıları