Şahin Akçap

Phonenix’i gölgeleyen darağacı

Şahin Akçap

Darbelerin gelgitlerindeki politikacıydı İslamköy’ün Çoban Sülüsü.
Gazeteci Güneri Civaoğlu ile Demirel’i anlatan bir yazımızın yazı başlığı kesişmişti.
Hani pişti oldu derler ya öyle…
O’na:
“Phoenix!” Demiştik.
Phoenix, ABD’nin Arizona eyaletinin en büyük kentlerinden biridir. Adını da bölgede yaşayan ve her yıl tüylerini döken ancak yeniden daha gür bir şekilde tüylenen Phoenix adlı kuştan almıştır.
Süleyman Demirel’in bu efsanevi kuşla olan benzerliğini darbelerle indirildikten sonra gelen ilk seçimde yeniden Başbakan oluşuyla ilintilemiştik. Öyleydi… Şapkasını alıp giden Süleyman Demirel her dönüşünde yine iktidar olmayı başarabiliyordu.
Meydanları dolduran yurttaşlar ona gönül veren kasketli sade vatandaşlardı. Köylüydü en çok peşinden ayrılmayan müthiş kalabalık.
Barajlar kralıydı adı!
Çok önemli bir özelliği unutmayan ama hiçbir zaman unutmayan belleğiydi. Bir gördüğü insanı aradan yıllar geçse de unutmazdı. Yurt gezilerinde uğradığı köylerde, kasabalarda önceden merhaba dediği muhtarlara, yörenin ileri gelenlerine adlarıyla hitap eder, şaşırtırdı.
Siyasette küfretmeyen politik kimlikti. Hakaret etmeyen mizacı ve özellikle yazarçizer erbabına hoşgörüsü yadsınamazdı. İntikamcı değildi. Siyasi yasağı kalktığı yıllarda Antalya’ya büyük bir mitingde konuşmak için geldiğinde dönemin ANAP’LI Valisi kente girmesini yasaklamıştı. İstese tüm Antalya’nın sokaklarından gönül verenleri coşkulu bir kitle olarak akabilirdi. Ama olası kavga ve gürültü olmaması için verilen karara karşı koyulmamamsını istemişti. Dün dündür, bugün bugündür ve yollar yürümekle aşınmaz gibi klişeleşmiş sözleri siyasi kulvardaki rakipleriyle olan söz düellolarında unutulmazlar arasındaydı.
O’nu sol düşüncenin gözünden düşüren en büyük hatası Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilme kararına inatla ve ABD’nin dayatmasına boyun eğerek evet demesiydi.
Kahraman Maraş eylemlerindeki:
“Kimse bana sağcılar ve milliyetçiler adam öldürür dedirtemez.” sözü de unutulmaz gafları arasında yer almış, siyasetteki tarafgirliğini somut olarak belirginleştirmişti.
Demirel’in yeğeni Yahya Demirel’in hayali mobilya ihracatı konusunda şaibe altında kalması ve bu konuda tavizsiz yazılar yazan rahmetli Uğur Mumcu’nun belgeye dayalı araştırmaları Süleyman Demirel’i sarsan günleri yaratmıştı.
Morisson Demirel, uzlaşmacı politikası ile Türk siyasi hayatına mührünü vuran uzun süreli siyasi karizmasıyla unutulmayacak. Ancak yurtsever üç gencin canını alan bir darağacı gölgesi de adının üzerinden hiç ayrılmayacak.

Yazarın Diğer Yazıları