Şahin Akçap

Öncelik din mi yoksa ahlak mı?

Şahin Akçap

Sizce hangisi önde gelmeli?
Din mi?
Ahlak mı?
Sosyal bilimciler ve tarihçiler dinlerin ortaya çıkışını bozulan toplum ahlakıyla ilişkilendirirler.
Orta çağ karanlığını yaşayan Arap yarımadasında Müslümanlıkta önce başka dinler var mıydı? Vardı. Peki, neden o dinlerin gücü tüm dünyayı kapsamadı ve birbiri ardına peygamberler yeni dinlerle birlikte yaşadıkları çağlara gönderildi? Yanıtınızı biliyorum. O dinlerin özgün yapıları bozuldu ve son din olarak İslam dini son peygamberi ve kitabıyla görevlendirildi diyeceksiniz.
Ya bugün ki İslam?
Her gün dünyada yaşanan olayların haberlerini alt alta sıraladığınız zaman en çok suç oranının yaşadığı dinlerin ülkelerinin Müslüman toplumların yaşadığı ülkeler olduğunu görürsünüz.
Bugün Ortadoğu bataklığında egemen dinin İslam olmasına rağmen en çok kanın ve gözyaşının, sömürü ve talanın, sapkınlığın bu topraklarda olduğunu görürsünüz.
İslam dini içinde ayrışan onlarca mezhep ve dini liderin değiştirilemeyecek saplantılı düşüncesi:
“Benim yolum doğrudur!” Ön yargısı kuşatması altındadır.
Yine bir araştırma yapıldığında; en çok sahtekârlığın, yolsuzluğun, hırsızlığın, ayrıştırmanın, suç oranının yüksekliğinin olduğu coğrafyanın da İslam ülkelerinin olduğu kaçınılmaz gerçeğiyle karşılaşırsınız.
Bunun nedeni İslam felsefesinin içinde bir sorun olduğu mudur? Elbette değildir. Sorun İslam’ın uygulanış biçimindedir. İslam dininin siyasallaştırılması ve egemen gücün hoyrat kullanım biçimindedir. Gücü elinde tutanlar dini kendi çıkarları doğrultusunda kullanmakta ve kitleleri kendi uyduruk kader çizgileri arasına sıkıştırmalarındadır. Oysa Tanrı kaderi insanın kendi akıl ve duygu iradesine teslim etmiş yolunu mantığının pusulasına terk etmiştir. Ancak buna rağmen siyasal gücü ve dolayısıyla ekonomiyi biçimlendirenler kul yazgısı dediklerini kendi yaşam saltanatlarına göre yönlendirme altına almışlardır.
Bugün dünyanın en güçlü ulusu ABD’nin lideri Barak Obama inançsal olarak İslami değerlere bağlıdır. İstese siyasi gücünü kan ve gözyaşının su gibi aktığı İslam ülkelerinin barış ve huzuruna kullanabilir mi? Kullanamaz çünkü onu olduğu makamda tutan değerler din değil Amerika’nın vazgeçilmez çıkarları ve dünyaya egemen olma utkusudur. Yani… Din işte bu noktada ikinci plana düşmekten kurtulamıyor ve tam aksine gücün etkisi altına giriyor.
Ahlak olmadan din olmaz sözünü örneklerle irdeleyelim mi?
Bugün son din İslam’ın ortaya çıktığı Arap ülkelerinde petrole sahip olanların dışındakiler sefillik içinde yaşamaktadırlar. Petrol damarlarını çok uluslu devletlerin dizgininde tutan şeyhlerin kimliklerinde dini Müslüman yazarken yaşam tarzlarında Müslümanlığın “M”si bile mevcut değildir. Yaşam tarzlarındaki ahlaki değerler dinin önüne geçmiştir.
Sadece Arap ülkeleri için örnek vermek yanlış olur. Ne yazık ki bu acı gerçek tüm Müslüman âleminde geçerlidir. Ahlaki değerlerin uzağındaki din yozlaştırılmış bütünüyle geniş halk kitlerini uyuşturan afyona dönüştürülmüştür. Halka günlük yaşantılarındaki eza ve cefa, cennet ve cehennem olgusu öne sürülerek unutturulmaya çalışılmıştır. İşte bu noktada yine ahlak olgusu açık farkla din olgusunun önüne geçmiştir.
Bizim ülkemizdeki İslam tablosu dünyadaki diğer İslam ülkelerinden farklı mıdır? Acı acı güldüğünüzü görürü gibiyim.
Ergenekon, Balyoz ve benzeri kumpasları planlayıp, organize eden ve sonra da pratiğe uygulayarak onlarca insanın ömürlerini hapishanelerde paramparça edenler ateistler miydi? Yoksa o hep ana avrat düz gittikleri laikler miydi? Bal gibi biz Müslüman’ız, yolumuz hak yolu İslam’dır diyenlerdi. Kurdukları pusular bir bir ortaya çıkınca ve birbirlerine düşünce anladık ki onlar da aslında inançlara pis tuzaklar kuran din tacirleriydi. Şimdi yanıt isteyen bir soru daha eklemek istiyorum. Sizce ahlak mı yoksa din mi öncelikli olmalıydı yaşadığımız hayatta?
Sağ olsunlar oturduğumuz mahallenin iftar yemeğini hazırlamış Muratpaşa Belediyesi. Komşularımızla davete saygıyla uyduk. Paylaşmanın o güzel hazzı içinde iftarımızı yaptık. Masamızı paylaşanlardan biri de Yozgatlılar Derneği Başkanı Ünal Şafak’tı. İftar yemeği ardından masalardakiler toparlanırken Ünal Bey gayretle bizim masamızdakileri toparlamaya çalışıyordu:
“Görevli arkadaşlar dakikalar içinde alacak bunları kendini yorma.”Dediğimde gülümsedi:
“Olsun be hocam. Bizim masadaki bu derlenip toparlanmayı fark edince emekçi kardeşlerimiz; ‘yav helal olsun bunlara yiyip, içip kaçmamışlar.’ Desinler güzel olmaz mı?” Dedi.
Ahlak!
Bence ahlak öncelikli olmayınca; ne din olur, ne de iman!

Yazarın Diğer Yazıları