Şahin Akçap

O an!

Şahin Akçap

Televizyon kanallarının en anlı şanlı belgesellerinden birinin adıydı Oğuz Haksever'in sunumunu yaptığı "O an" programı.
Dünyada ve ülkemizde olan şaşırtıcı olayları etkileyici görüntülerle ekrana getirir ve yoruma gerek kalmaksızın izleyiciye sunardı.
Oğuz Haksever'in etkileyici sunumunu beğenir mutlaka izlerdim.
Geçtiğimiz akşam Oğuz Haksever'i Aksaray'da Cumhurbaşkanı ile dereden tepeden sorularla söyleşirken izledim. Belleğimde iz bırakmış bir saygın sunumcuyu farklı bir dik duruş sergileyecek diye beklerken yanıldığımı anladım.
Oğuz Haksever, cumhurbaşkanının tam karşında yer alan koltukta sanki bel fıtığı varmış gibi iğreti oturuyordu. Hani babasından çok korkan bir çocuk görünümündeydi ve gözlüklerinin arkasındaki gözleri bir yanlış yaparım endişesi içinde yerinden fırlayacakmış gibi görünüyordu.
Ömrünü görsel medyaya vermiş ve kendi çapında saygın bir yer edinmiş programcının bu tuhaf haline derinden üzüldüm.
Düşününüz bir kıdemli sunumcu bir ülkenin cumhurbaşkanı karşısında süklüm püklümdü ve ağzından çıkan soruya dönüşen sözcükler yanlış olur diye duruşunu bile perişanlaştırmıştı.
Aklıma Uğur Dündar'ın bir gün önceki Kemal Kılıçadaroğlu ile yaptığı söyleşi geldi. Söyleşi yüzlerce insanın hınca hınç dolu olduğu bir salonda yapılıyordu ve Uğur Dündar o bildiğimiz taviz vermez rahat duruşu ile peş peşe sorular soruyordu.
Ve O an programının şöhretleştirdiği Oğuz Haksever ise HDP ile sorduğu soruya sert bir yanıt veren cumhurbaşkanının karşısında darmadağındı.
Hep yazmışımdır. Medya ve onun temsilcileri toplumun liderleri için ayna görevi yapar. Onların yansıttığı her görüntü liderler için müthiş bir tecrübe ve toparlanmaya olanak sağlar. Oysa Oğuz Haksever bu medyatik gerçeğin çok uzağında bir durum içindeydi. O bildiğimiz aman efendim, tamam efendimci ekseninden uzaklaşamıyordu. Öyle olduğu içindir ki elimdeki uzaktan kumandanın düğmelerinden birine basarak Oğuz Haksever'in ezilip büzülen ve yok olan görüntüsünden üzülerek uzaklaştım.
Bence O an Türkiye yanlı medyasının kırıldığı bir andı. Peki, kazanan var mıydı? Hayır! Kaybeden, aynaya bakıp söyle bana ayna benden daha büyüğü var mıdır diyenlerdi.
O an, gazetecilik okullarında okutulacak, medya okuryazarlık derslerinde örnek verilecek andı.

Yazarın Diğer Yazıları