Şahin Akçap

NTV 'den harika bir belgesel

Şahin Akçap

NTV 'den harika bir belgesel: Tarih Avcıları!       
Prof. Nevzat Çevik'le karşılaşmamız tümüyle bir rastlantı olmuştu.
Üniversite sınavlarından birinde salon başkanı olarak görev yapacaktım. Ancak sınav yerine yaklaşık yirmi dakikalık gecikme ile varınca mecburen Sınav yeri Sorumlusu ile görüşmem gerekmişti.
Antalya Çağlayan Lisesi'nin öğretmenler odasına konuşlanan komisyona ve dolayısıyla Sınav Yeri Sorumlusu Sayın Çevik'e başvurmuş:
"Hayatımda ilk kez bir göreve yirmi dakika gecikerek geldim. Özür dilerim. Yerime mutlaka yedeklerden birini görevlendirmişsinizdir. Nefes alıp eve geri dönmek için izninizi rica edeceğim."Demiştim.
Çelebi karakterli insanlar hemen kendilerini belli ederler.
"Buyur hocam dinlen."Demişti Çevik Hoca. Sonrada komisyonda bulunan arkadaşlarına:
"Hocamın yerine yedek görevli istemiştik. Ama henüz gelmedi. Salonda geçici görev yapan arkadaşımızı çağırmadan önce sınav merkezini arayalım. Yedek arkadaşı göndermişlerse öğretmenimiz döner. Yok, göndermemişlerse hocamı görevli olduğu salona gözlemci olarak alabiliriz."Demişti.
Yedek görevli ile diyalog kuruluncaya kadar yaklaşık on beş dakika komisyon odasında oturdum.
Nevzat Çevik Hoca konuşuyor; arkadaşları da hem işlerini yapıyor, hem de onu can kulağıyla dinliyorlardı.
Her şeyde bir hayır var derler ya... Gecikmem, Akdeniz Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyelerinden, Myra kazılarıyla uluslararası isim yapmış Prof. Nevzat Çevik'in inanılmaz güzellikteki sohbetinde bulunmama neden olmuştu.
Geç kalmayı unutmuş, içimden:
-Ey güzel Allah'ım! Şu yedek görevli çıkıp gelse de bende bu sohbeti kaçırmasam. Diye dua etmeye başlamıştım. 
Nevzat Hoca sohbeti koyulaştırırken, bina sorumlusu olan okul müdürü de çaylar ısmarlamış, kantinden gelen taze simitler komisyondakilere ikram edilmişti.
"Hocam bekletiyoruz ama yedek görevliden haber gelmesi gerek."Demişti Nevzat Hoca.
Taze çayı yudumlamış, bana da ikram edilmiş simidi ısırırken:
-Lütfen Hocam... Ben halimden memnunum." Yanıtını biraz mahcup vermiştim.
Sohbet sırasında Nevzat Hoca tarihi eserlerin gün ışığına çıkarılmasındaki meşakkati anlatırken, kazıda sadece arkeologların olmadığını da öğrenmiştim. Kazıda çıkan değerlerin ve tarihi buluntuların diğer bilim dallarını da ilgilendirdiği için çalışma grupları oluşturulduğunu söylemişti. Yani görsel sanatlar uzmanından, tıp uzmanlarına ve sosyologlara kadar hayatın bütününü oluşturan tüm alanlardan sorumlu olan insanlar da kazı yerindeki çalışmaların içinde olabiliyorlarmış.
Nevzat Hoca çalan telefonunun zili çalmış, konuştuktan sonra bana dönmüş:
"Gözünüz aydın Hocam. Yedek üyeye hala ulaşılmamış. Yetkimi kullanarak sizi gözetmen olarak görevli olduğunuz salona davet ediyorum. Başkanlığı kaptırdınız ama gözetmenlik sürüyor."Diyerek espri yapmış,  gülümsemişti.
Kısa süreli konukluğum bitmiş, komisyonun olduğu salondan görevli olduğum sınıfa koşmuştum. Hani söz söyleme fırsatım olsa:
"Halimden memnundum. Bu güzel söyleşiyi bir daha nerede bulacağım." Diyerek serzenişinde bulunacaktım.
Prof. Dr. Nevzat Çevik ve arkadaşlarının yıllardan beri sürdürdüğü Likya Medeniyetinin Antalya Demre boyutundaki kazı çalışmalarını geçtiğimiz gün NTV Zaman Yolcusu Belgeselinin Tarih Avcıları bölümüyle yayınlayınca; sanki akraba, bin yıllık bir dost görmüşçesine çığlığı attım:
-Bu Nevzat Hoca! Dedim.
Dizi tiryakisi bizimkiler, bu çığlığım üzerine NTV'nin Tarih Avcıları belgeselini incelemeye başladılar.
Nevzat Hoca ve ekibinin hummalı çalışmaları övgüye değerdi. Özellikle Myra'lı bir delikanlının Akdeniz Üniversitesinde arkeoloji eğitimi görmesi ve kazı ekibin içinde yer alması ilgimizi daha bir çoğalttı.
Nevzat Hoca için yazımın girişinde çelebi insan demiştim.  
Bana göre çelebi insan demek; halkın içinde olan, çalışma ekibindeki arkadaşlarıyla yakın ve saygın ilişki kuran, bulunduğu konumdan dolayı; 'Bütün dağları ben yarattım!' havasına girmeyen insan demek. Duygularımda ve gözlemlerimde yanılmıyorsam Prof. Dr. Nevzat böyle bir insan... Ve bu yüzden çalışma arkadaşları, öğretim görevlisi arkadaşları, öğrencileri, dostları çok şanslı diyorum. 
NTV Tarih Avcıları belgeselinde bir anısını anlattı Nevzat Hoca:
"Myra kazıları için ekip arkadaşlarıyla yoğun bir çalışmaya giriştiğimizde arkadaşlarımdan biri arayarak;'Hocam gelebilir misiniz? Kazı alanında bir kasap ve bir keçi var.'Demişti. Heyecanla arkadaşların yanına vardığımda, keçiyi sımsıkı tutan kasaba neden kazı yerine geldiğini sormuş, o da yanıt vermişti. Yerleşim merkezinden bir iş adamı; 'al bu keçiyi, kazı yerine götür ve kurban olarak kes ki, kazıları kazasız belasız başlayıp bitsin.'Demiş. Nasıl duygulandığımı anlatamam. Ekipteki tüm arkadaşlara; 'İşte bu! Bir vatandaş bile bu kazının önemini kavrıyor ve böyle bir eylemle sahiplenebiliyorsa bu iş tamam!' Demiştim."
Tarih ve doğanın kucaklaştığı paha biçilmez değere sahip Myra!
Okurlarım, Myra'lı yaşsız kadın öykümden de bu yerleri anımsayacaktır.
Myra, Demre Noel Baba, Andriake Limanı, Kekova Adası...
Dünyanın en büyük metropolitlerinden biri olan Myra elbette ki tüm insanlığın ortak malı...
Gizemli ve heyecan verici bir coğrafyada kazı çalışmalarını devam ettiğini anlatan Prof. Nevzat Çevik; yaptıkları işin zor, meşakkatli olduğunu, ancak tarihin gizemlerine ulaşabilmek için bunun gerekli olduğunu anlattı.
Myra'da ki çalışmalarda o yıllarda merkezi ısıtma sisteminin büyük bir ustalıkla yapıldığı da ortaya çıkarıldı ve her gün çok deha heyecan verici bulgulara ulaşıldığı belirtildi.
Bir yaz klasiği olan NTV Yeşil Ekran'da her Çarşamba günü Tarih Avcıları belgeseli izleyiciyle buluşturulacak.
Antalya'da yaşayanlara ve Antalya'ya tatil için gelenlere derim ki... Mutlaka Myra ve çevresini gezip, görünüz. Ve izin verirlerse eğer kazı ekibine bir kolay gelsin demeyi unutmayınız.
Özel aracınız yoksa bile Antalya Öğretmen evinin gezi turlarından yararlanabilirsiniz. 
Tarih ve doğanın iç içe sunulduğu bu mükemmel belgeseli izlemek için, Çarşamba günleri herkesi ailece ekran başına davet ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları