Şahin Akçap

Nihai zaferin 91. Yıldönümünü kutlarken!

Şahin Akçap

                                                   
26 Ağustos 1922 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kararıyla büyük taarruz başlatılmış, 30 Ağustos'ta Anadolu'yu baştanbaşa kuşatan düşman orduları püskürtülmüş ve Kurtuluş Savaşı zaferle taçlandırılmıştı.
Kimileri 30 Ağustos'u yalnızca askerin bayramı olarak adlandırır. Bu çok yanlış bir yorumdur. 30 Ağustos tıpkı tüm bayramlar gibi halkın bayramıdır. Türk Ordusunu oluşturan da elbette ki milletin evlatlarıdır.
Kurtuluş Savaşı sona erdiğinde annesi Zübeyde Hanım yüreğinden geçenleri oğluna anlatır ve özetle:
"Selanik'te alınamaz mı?" Diye sorar.
İzmir'in benzeri olarak Selanik'te doğup büyümüş Mustafa Kemal Atatürk gözlerini ayakuçlarına indirerek ve mahzun bir sesle:
"Savaşı sona erdirdik. Savaş anlatılamayacak kadar acı ve korkunç bir şey. Selanik gönlümüzde kalsın anne." Yanıtını verir.
Çağının deha komutanı olmasından öte Mustafa Kemal insani değerleri evrensel anlamda yorumlayabilen bir yüreğin sahibiydi. 91 yıl önce kazanılan zaferi yeni savaşlara dönüştürmedi. Cehalet ve yoksullukla, yanmış, yakılmış bir yurdu yeniden ayağa kaldırmak için çalıştı, çabaladı. Bunu yaparken de "Yurtta barış, cihanda barış!" İlkesine sımsıkı sarıldı. Türkiye sınırlarını çepeçevre kuşatan komşu ülkelerle dostane ilişkiler kurdu. Emperyalist ülkelerle olası işgal ve entrikalar için ilişkilerde mesafe koydu. Küçük çıkarların ve hesapların adamı olmadı. Ülkesinin ve kendi saygınlığının üzerine planlar yapmadı. Ve bu yüzden mazlum ulusların meşalesi olurken, en korkutucu ülkelerin liderlerinin ciddi biçimde saygı ve hayranlığını kazandı. Hiçbir işini oldubittiye getirmedi.
İçinde olduğumuz bu hafta 30 Ağustos Zafer Bayramının 91.Yıldönümünü kutlarken, ülkemizi de yakından ilgilendiren Ortadoğu'yu ele geçirme planları içinde çok uluslu devletlerin Suriye'ye askeri müdahale olasılığı çok yüksek görünüyor. Savaş çığırtkanları görevlerini yerine getirdi. Suriye'ye saldırı için geri sayım başladı.
30 Ağustos Zafer Bayramını kutlarken ülkemizi yönetenlerin Atatürk'ün dış politikamızdaki başarılarını bir daha gözden geçirmeleri gerekiyor. Hiçbir güçlü ülkenin güdümünde hareket etmeyen ve onların dümen suyuna girmeyen Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri ve siyasi hayatı onların stratejilerine ışık tutup, yol göstericileri olacaktır. Bugün ülkemizin dış politikasında Atatürk'ün dış politikasının devreye konulması hayati ve somut bir gerçeğe dönüşmüştür. Aksi takdirde Ortadoğu'da fitili ateşlenmiş bir cehennemin içine çekilebiliriz…

Yazarın Diğer Yazıları