Şahin Akçap

Mezopotamya kanarken!

Şahin Akçap

Kan akmaya devam ediyor!
Her gün yurdun Güneydoğu'sundan ölüm haberlerini geçiyor ajanslar.
Hepimizin yüreği ağzında… Gencecik evlatlarımızı sonsuzluğa uğurlamaya devam ediyoruz. Ve ne yazık ki ateş düştüğü yeri yakıyor.
Her kanlı pusunun ardından yükselen ağıtlar, şivanlar yeri göğü inletiyor.
Yine o bildik merasimler… Yitirilenlerin ardından yükselen çığlıklar. Henüz ne olduğunun bile farkında olamayan çocukların babalarının bayraklara sarılı tabutların ardından bakan boş bakışları.
Ne olacak?
Bu bildik ağıt yüklü törenlere ah çekip, kanıksanmışlığın kayıtsızlık ve hafifliğiyle günlük yaşamlarımıza mı döneceğiz. Ölüm düzeneklerinin ardındaki katiller sanki:
"Bırakın! Ölümü gösterip, sıtmaya razı edeceğiz!" Diyorlar.
Birilerimiz vatan, Sakarya nutukları atarken; birilerimiz de özgürlük şarkıları tutturup gencecik yaşamların yok olup gitmesine göz mü yumacağız?
Hani akil adamlar? 
Kemal Burkay…
Zülfü Livaneli…
Yaşar Kemal…
Yani!
Sanatçılar, yazarlar, düşünürler, toplumsal yaşamın nabzını tutan siyasiler nerede?
Mezopotamya kanıyor!
Her gün nereden gelip vuracağı belli olmayan kurşunların, toprak ananın böğrüne saklanıp patlatılan ölüm tuzaklarının korkunçluğuyla kucak kucağa yaşamaya devam mı edeceğiz?
Bu kanlı günlerin hesaplaşmasını durdurmak için akil adamlar, sanatçılar, yazarlar, barış için yüreği çarpan her kes bir adım öne çıkmalı!
Ya da arada bir ekranlarda, gazete ve dergi sayfalarında arz-ı endam eyleyip hariçten gazel okumaktan vazgeçmeliler! Bir araya gelip iş başındakilerle görüşmeliler.
Anlıyoruz ki yaratılmak istenen kan ve gözyaşı kargaşasından yararlanılarak, Mezopotamya'nın kalbine kelepçe takılmak isteniyor.
Onları tanıyoruz… Onları biliyoruz… Ahmet Arif'in de dediği gibi:
Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü...

Yazarın Diğer Yazıları