Şahin Akçap

Kronikleşmiş ana muhalefet ve Metin Feyzioğlu

Şahin Akçap

C.H.P’ de başlayan dipten gelen dalgaların köpükleri görülmeye başladı. Deyim yerindeyse parti içindeki güçler belirginleşiyor.

Televizyonlardaki tartışma programlarında rakiplerini sırt üstü vurup tuşa getiren Genel Başkan Kılıçdaroğlu son seçimlerde partisini ana muhalefetlikten iktidara taşıyamayınca ve özellikle çatı aday konusunda tek karar verici olarak arkadaşları tarafından eleştirilince seçim öncesi söylediği:

“Tıpış tıpış oy verecekler.”Sözü tıpkı bir bumeranga dönüşüp:

“Tıpış tıpış gidecekler.”Sözünde somutlaştı.

Partinin ağır toplarından Muharrem İnce parti içindeki görevinden istifa ederek önümüzdeki günlerde yapılacak kurultayda C.H.P Genel Başkanlığına aday olduğunu açıkladı.  

Aslında yenilmiş bir parti içinde bu tip dalgalanmalar, isyanlar olacaktır. Hani derler ya:

“Denizler dalgalanmadıkça durulmaz.”Diye. Yaşananlar parti örgütlenmeleri içinde doğal bir devinimdir…

Ama bu parti bu ülkede Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu bir partiyse ve köklerinde Ulusal Kurtuluş Mücadelesinin ruhunu taşıyorsa ve buna rağmen her çıktığı final maçlarında puan kaybedip şampiyonluğu kaybediyorsa durum vahimdir.

Anlaşılan o ki tarihi belli olan kurultaya şimdiki genel başkanla birlikte Mustafa Sarıgül, Muharrem İnce’de aday olarak katılacaklar.

Gayri duygusallığa yer kalmadı…

Ne Gandi Kemal’in çelikten soğukkanlılığına, dürüstlüğüne yer verilecek ne de adaylıklarını koyan yol arkadaşlarının ahde vefasına. Tek düşünce, partinin kronikleşmiş ana muhalefetliğinden kurtuluşuna yönelik bir yol haritasının oluşturulması için yeni bir genel başkan seçimine odaklaşmak olacaktır.

Yani görünen kurultayda genel başkanlık mücadelesi kıran kırana geçecektir.

Eski tüfekler, yeniler çoktan çalışmalarına başladı bile.

Bu mücadele içinde Deniz Baykal’ın tavrı çok önemlidir. Dileğim Sayın Baykal’ın bu mücadele içinde tarafgirlikten uzak olması ve olası bunalımlarda birleştirici güç rolünü oynamasıdır.

Ve dileğim dışarıdan yürekli bir adayın belirlenmesi iç dinamikler tarafından benimsenmesidir.

 Kim olabilir bu aday derseniz eğer cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi adı cumhurbaşkanlığı adaylığı için dillendirilen Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof.Dr. Metin Feyzioğlu olabilir.

Sayın Feyzioğlu özgeçmişi, donanımı, son yıllardaki atak politik manevralarıyla göz ve gönül doldurabilecek bir genel başkan olarak seçilebilir. Böyle bir strateji dünya kamuoyunda yargısı kan kaybetmiş ülkemiz için de hatırı sayılı puan sağlayabilir.

Neden Muharrem İnce, Mustafa Sarıgül, Gürsel Tekin değil de Metin Feyzioğlu derseniz eğer, 2015 Milletvekili seçimlerinin tüm partiler için bir varoluş seçimi olacağını hatırlatmak isterim.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde kırkı çatı ortaklarıyla yakalamayı bile başaramayan C.H.P  ya yepyeni güçlü bir genel başkanla ortaya çıkmalı ya da Atatürk’ün partisini müzeye dönüştürerek yepyeni bir partinin ortaya çıkmasını sağlamalıdır. Çünkü C.H.P tabanı artık yenilgilerden, hayalî stratejilerden bıkıp usanmıştır.

Metin Feyzioğlu’nun liderliğindeki bir C.H.P, içinde küsler yaratmayacak tam tersi gücün tek bir noktada toplanması sağlayacaktır.

Türkiye Barolar Birliği Başkanının gücünün kariyeri bir kenara, sahip olduğu örgütlenme içinde hiç de yabana atılmayacak oy potansiyeline de dikkat çekmek isterim…

Yazarın Diğer Yazıları