Şahin Akçap

Kıyamet!

Şahin Akçap

Ne çok dinleriz cahil ağızlardan kıyamet teorisini…

 

En fazla da Allah’la aldatan şarlatanlar sığınır kıyamet sözcüğüne.

 

“Mehdi gelecek ve ardından kıyamet kopacak.” Varsayımıyla kafaları bulandırırlar.

 

Sosyal hayatta kendi yaşamlarına ters düşen aykırı davranışlar karşısında isyan edenlerimiz de olur.

 

Örümcek sarmış kafalara an gelir çiklet çiğneyendir, mini eteğiyle saçlarını savuran kızlardır kıyamet alameti. Hani kafa yormak varken hayatın içindekilere, kıyamet kopacak sözü kestirmeden yaklaşımıdır çıkarlarının tehdit altında kalacağı paniğini yaşayanlara…

 

Ne acıdır ki bugün önünde oturup tartışmasız her dediklerine kafa sallayan müritlerin, şeyhlerinin korkutan sopasıdır kıyamet sözcüğü. Sözde onların dediklerinden dışarı çıktıkları an kıyamet kopacaktır.

 

Bir zamanlar montaj sanayi yutturmacısının lideri de cennetin anahtarının kendisine oy atılacak sandıktan çıkacağının propagandasını yapmamış mıydı? El kaza sandığa attığınız oyun mührü başka partiye kaydı mı kıyamete atılmış adım olarak sayılmıyor muydu?

 

Kıyamet demek dünyanın sonu demekti… Tüm canlıların toptan yok olacağının, yeryüzünün yerle yeksan olacağının korkunç sonucu!

 

Bugün dünyanın her yerinde kıyametler kopuyor…

 

Kapitalist ülkelerde ruhsal sorunların sarmalından kurtulamayan bireyler silahlarıyla bir okula girip körpe çocukları kevgire çeviriyor.

 

Savaş araçlarının imparatoru ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Rusya, Çin, Belçika gibi ülkelere ürettikleri silahlar, iç sorunlarını çözemeyen ülkelerde kıyametlere davetiye çıkarmaya devam ediyor.

 

Eli kanlı terör örgütleri yaratılarak din savaşları kisvesi altında kargaşa çıkarılıyor.

 

Zorba dinci terörist grupları Allah adına kadınların, kızların ırzına geçip, kestikleri kafalarla top oynuyor, köle pazarları kuruyor.

 Konuştuklarında Hazreti Ömer adaletinden dem vuranların adı hırsızlık, üçkâğıtçılık, dolandırıcılık, millet malını yağmalamak iddialarıyla ayyuka ulaşıyor.

 Yeşil giderek azalan dünyamızda bir zümrüt gibi duran ve asıl temel değeri tarım olan ülkemizde bir gecede ağaçlar kesilip, kökten sökülüyor.

 Siyasi arenadakiler, taraf olmayanlar, bertaraf olur diyor.

 Özgürlük ve demokrasi söylemiyle düşüncelerini korkusuzca yazıp, söyleyenler düşman olarak ilan ediliyor.

 İşsizliği yok edecek tek çarenin üretim ilişkilerindeki ihtiyaçlara uygun dengenin kurulması varken, yaratılan yoksullara emek olmadan el altından yardım edilerek sadaka geleneği yaratılıyor. Ve sadaka geleneği kaçınılmaz olarak biat etme köleliğine yol açıyor. Kıyamet demiştim değil mi?

 Kıyamet işte tüm bu anlattıklarımın içinde her gün ve her yerde yaşanıyor.

 Birbirine yabancılaşan toplumlar yaratılarak, sevgi, hoşgörü yok edilerek büyük kıyametin zemini hazırlanıyor.

 Asıl tehlike işte bu noktada başlıyor…

 İnsanlar birbirine yabancılaştırılarak… İnançlar arasında çatışmalar yaratılarak… İnsanın diğer bir parçası olan doğa acımasızca katledilerek…

 Soyut kıyamet komplo teorileri yaratan din taciri şarlatanlar hiç ağaçların kesilip, köklendiği yerlere gidip gözlemler yaptılar mı?

 Bir evlat gibi büyüttüğü ağaçların kesilen gövdesine sarılan acılı insanlar dışında da çaresiz olan canlıları gördüler mi?

 Yuvasını kaybeden kuşların, sincapların, kelebeklerin, arıların, kaplumbağaların, kirpilerin, yılanların, tavşanların, karıncaların yok oluşlarına ya da yurtlarını kaybedişlerine tanık oldular mı?

 Unutmayalım…

 Asıl kıyamet her yiten canın, yok edilen canlının ve gözyaşlarını görmezden gelenlerin yarattıkları trajedinin içinde kopar.

Eğer insanlık yaşama hakkına ve onuruna sahip çıkmazsa her anını kıyamet olarak yaşamaya devam edecektir.

Yazarın Diğer Yazıları