Şahin Akçap

Karanlıktan çıkmak!

Şahin Akçap

Hiç kendinizi görme engelli bir insanın yetisinin yerine koydunuz mu?

 

Ben koydum…

 

Dört teyzemin ortancası Tavus teyzem çocukken tandıra yuvarlanınca görme yetisini kaybetmişti.

 

Derler ki yetilerinden biri eksik olan insanın yerini sezgisi kapatırmış. Öyle olmuştu teyzem de… Attığı her adımı bilirdi. Bahçedeki öten kuşun çalıkuşu mu ya da çobanaldatan mı olduğunu sesinden anlardı. Ses farklı elbette… Asıl bizi şaşırtan kuşların tüylerinin rengini bile söyleyebilmesiydi.

 

Eline bir fırça tutuştursanız önceden dokunduğu, parmaklarını yüzünde gezdirdiği bir insanın resmini yap deseniz tuale çizmeyi başarabilirdi. O, karanlık dünyasına yüreğinin içindeki ışıkları renklere dönüştürmeyi başarabilmişti.

 

Gözleri gören ve hiçbir yeti kaybı olmayan ancak sağduyu ve basiretini yitirmiş binlerce, yüz binlerce ve milyonca insanın sürüleştiğine tanık olmak, onların şuursuz bir koçun peşi sıra uçurumlara doğru ilerleyişini izlemek ne acıdır. O uçurumlar ki giderek derinleşen ve dipsizleşen bir hayatı ayakuçlarımıza serer görmekten daha felaket ne olabilir ki?

 

Bugün tatlı çıkarlarına uydurdukları kılıfların farkına varıldıklarını anlayanlar panik içindedirler. Karanlıklarında yakılan ışıkların ve sosyal medya projeksiyonlarının güçlü ışık huzmesinde suç üstüleri yapılmış, masumiyetleri yok olmuştur. Çırpınışları ile uzanıp tutmaya çalıştıkları dallar çatırdamış, bastıkları yer sarsılmaya başlamıştır. Tek çareleri çıkışı olmayan yollarda son bir hamle yaparak paçayı sıyırmak olsa da çareleri tükenmiş, alınları aklığını yitirmiş yedi düvele rezil olmuşlardır.

 

Son havli sıçramak ve biraz daha ömürlerini uzatmak olanların günah keçisi gördükleri çağdaş dünyanın iletişim ve haberleşme, düşünce paylaşma aracı olan sosyal medyayı tutsak etme emelleri de karanlığın içinde giderek kaybolacaklarının işaretidir.

 

İnsanlık onuru bu karanlık tüneli de yok edecek, kabına ve kınına sığmayan gerçeğin ışığı yarasaların sonunu getirmekte gecikmeyecektir.

 

En koyu karanlıkların ardının gündüz olduğunu hepimiz biliyoruz.

 

O ışık için dokunacağımız anahtarın gönül gözümüz olduğunu anımsamalıyız…

 

Yazarın Diğer Yazıları