Şahin Akçap

Karaları bağlamak

Şahin Akçap

“Nasılsın?” Diyor Avrupa’nın uzak bir ülkesinden telefonla arayan dost.

-Sen, beni boş ver! Oradan nasıl görünüyor buraları? Diye sorusuna soruyla karşılık veriyorum.

Sessizlik…

Ve ardından arayan dostumun yutkunan sesini duyabiliyorum.

“Berbat!”

Manisa’nın Soma ilçesindeki faciayı bütün dünya insanları gibi o da duymuş.

“İnsan ülkesinin kimliğini taşıdı diye utanır mı? Biz burada şu an o utancı yaşıyoruz.” Diyor kısık sesiyle.

Sonra da:

“Duydum ki yas ilan edilmiş ülkemde. Ve bir aymazlığın neticesi olan bu büyük olayın acısı adına karalar bağlayacak insanlarımız.” Diye konuşuyor fısıltıyla.

-Doğrudur! Diye yanıt veriyorum.

Birden sesi çatallaşıyor ve kulaklarımı sarsan bir ses tonuyla haykırıyor:

“Ne yası ulan! Bir daha böyle bir olay yaşanmasın diye neden meydanları doldurmuyorsunuz?”

Konuşamıyorum…

Sanki çok uzaklarda kopup gelen acı bir kömür kokusu genzimi kuşatıyor. Kesik kesik öksürüyorum.

Ve yaban eldeki arkadaşın sesi telefonun ahizesinde çınlamaya devam ediyor.

“Kader değil bu! Kadere yüklemeyin suçu! Bal gibi kul yazısı!”

Yanıt veremiyorum…

-Hoşça kal! Deyip telefonu kapatıyorum.

Sonra da adımlarımı sıklaştırıp, caddedeki siyah giyip, ya da giymeyecek kalabalığın arasına karışıp yürüyorum.

Yazarın Diğer Yazıları