Şahin Akçap

Kar taneleri gibiyiz

Şahin Akçap

Doğa da tıpkı bir parçası olan insanın beyni gibi gizemlerle doludur. Hayatı hak edenler gizemleri çözebilenlerdir.

 

Evrende var olan insanların parmak izlerinin bir teki bile benzerlik arz etmez.

 

Parmak izindeki bu akıl almaz farklılığın bir benzeri de kar tanelerindeki birbirine benzemezliktir.

 

Gökyüzünde birleşen su moleküllerinin soğuk havayla tanışması sonucunda kara dönüşen değişiminin binlercesi, milyonlarcasını tek tek büyüteç altına alındığında muhteşem görüntülerine tanık oluruz. Gelişmiş büyüteçler altında incelenen kar taneciklerinin birinin bile diğerine benzememesi akıl ve düş dünyamızı çok daha zorlamamız için bir nedendir.

İnsan huyu ya da mizacı da parmak izi, kar tanelerindeki benzemezlik gibidir. Aynı ana karnında bir tek babanın sperminde döllenen ve biçimlenen kardeşlerin fiziki yapılarının birbirini anımsatmasına rağmen huylardaki benzemezlik doğanın muhteşem kurgusundaki halkaların kafa yorulması gereken konusu olabilir mi?

Dışarıda yağan karı pencereden seyreden çocuklara kaç anne ve baba ya da öğretmen bir büyüteç altında tutarak anlatmayı başarmıştır. Araştırılmayan ve irdelenmeyen onlarca örnek dururken henüz aklı ve bedeni olgunlaşmayan kız çocuklarını örtü altına alarak köktenci çözüm peşinde koşanların yarattıkları yapay hayatın bir kar taneciği gibi yere temas ettiğinde eriyip gideceğini söylemekten çekinebilir miyiz?

Henüz okula öğrencisinin kaydını yaptıran velilerin kaçta kaçı kan gruplarının ne olduğunu merak etmiştir? Rahatlıkla söyleyebilirim ki velilerin yüzde bir oranı bile bir anket yapıldığında aslında hayati önemi olan bu gerçeğin farkında değildir.

Eğitim ordusuna yüzlerce öğretmen katıldı. Bakalım bu gencecik öğretmenler tanışık olacakları yavrularımıza sınıfın penceresinden dışarı bakıldığında ilk gördüklerinin pencere camı olduğunu fark ettirebilecekler mi? Yoksa onlar da mı aklı ve basireti bağlanmış şekilci, ezberci eğitimin paslanmaya bırakılmış dişlilerinden birine dönüşecek?

Kar tanelerinin ve her insanın bir diğerinin parmak izlerinin birbirine benzemezliğinin mantığından uzak, soyut kavramlar içinde kaybolup gitmiş kalabalıkları oluşturan ve de üstelik üretimin dışında kalmış, ötelenmiş, horlanmış insanları kelle kesici saflara iten bir dünya düzeninde barışı aramak zor olsa da dünya halklarının bunu başarmaktan başka çaresi yoktur.

Kar tanelerinin aklığının kırmızıya dönüşmemesi için yüreğin ve aklın el ele tutuşmasından başka her yol insanlığı çıkmaz sokaklara götürür. Özellikle Mezopotamya’nın bugünkü sahipleri bu somut gerçeği bir salise olsa bile unutmamalıdırlar. 

Yazarın Diğer Yazıları