Kar boran günleri
Şahin Akçap
Ne günlerdi onlar.
Toprak damlı evimizin damını mercefe ( tahtadan yapılmış kar küreği) ile küreyip aşağıya indiğimizde bilirdik ki iki saat sonra yağan kar yine bizi dama çıkaracaktı.
Yağan kar aşağıda yanan sobanın sıcaklığıyla erir sobanın harı tükenip uykuya çekildiğinde han halkı erimeye yüz tutan kar tabakası buzlanır ve devam eden kar yağışı ile yük ikiye katlanırdı. Çare sıkça çıkıp damlardaki karı küremek ve etrafta birikenlerin yolları kapatmasını engellemekti.
Rahmetli Abbas ağabeyle evlerimiz yan yanaydı. O henüz damını aynalamadan (sacdan çatı) kar zamanı damda karşılaşır laflaşırdık.
-Gideceğim bu kar diyarından dayı!
“Nereye?”
-Şart olsun ki Antalya’ya!
Geçtiğimiz gün sevgili arkadaşımız Haluk Bekiroğlu uçaktan çekilmiş Van Gölü havzası fotoğraflarını sosyal medyada paylaşmış. Her taraf kar… Bembeyaz görüntü Nemrut kraterini bile kuşatmış. Nasıl heyecanlandım anlatamam. Çünkü bu kış Anadolu boydan boya kurak bir kış yaşıyordu. Oysa sonbaharda ayva ağaçları da neredeyse dalları kırılacak kadar bol ve bereketliydi. Bizden evvelkiler der ki güzün ayva hasadı çok oldu mu o yılın kışı zorlu ve kar boran içinde geçer.
Kar toprağın yorganıdır.
Kar olmadı mı toprak bereketini kaybeder. Bahar geldiğinde su havzaları susuz kalır. Göletler derinliğini, ırmaklar coşkunluğunu yitirir. Kuraklık olur, kıtlık yaşanır, ele güne muhtaç olunur.
Yazmıştım ya bir yazımın içinde… Bunun sebebi toplumsal hayattaki sıkıntılarmış. Hırsızlıkların artması, hırlıların çoğalması, haramın helali mağlup etmesiymiş. Tarihteki birçok kıtlık zamanının öncesinde hep zalimliklerin olduğu, yetimin hakkının çalındığı söylenceler arasındadır.
Şuracıkta bahara haftalar kaldı…
Kar boran inmezse Anadolu’ya ve doğa rahmetin yollarını keser bereketli yağmurlardan nasipsiz kılarsa işimiz çok zor… İşaretler onu gösteriyor. Ve seksenlik Halil dede der ki:
“Oğul! Hasetten, nifaktan, haramdan el çekmezsek… Namerde, zalime boyun bükersek… Kıran getirirsek memleketimize; değil insanın; kuşun, kurdun bile rızkı yok olup gidecek.”
