Şahin Akçap

Kadınlar üzerine

Şahin Akçap

8 Mart 1857’li yıllında ABD ‘nin New York kentinde 400 bin kadın işçi daha iyi koşullarda çalışma isteği ile grev başlatınca işe polis karışır. Kadınların kararlı tavrı karşısında önce püskürtülen polisler daha sonra yeniden harekete geçerek grevin olduğu fabrikanın kapılarını kilitlerler. Kurulan polis barikatları ve fabrikanın kilitlenmiş kapısının ardına çıkan yangın ve panik içinde kalan kadınlardan 129’u hayatını kaybeder. Bu facianın ardından düzenlenen cenaze törenine yaklaşık on binin üzerinde insan katılır ve yaşananlar protesto edilir. Ağustos 1910 yılında Danimarka’nın Kopenhag kentinde kadınlarla ilgili yapılan Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansında 8 Mart Günü’nün Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanması kararı alınır. Az gelişmiş ve dinsel değerlerin politik ayak oyunlarına araç edildiği ülkelerde, sömürü ve yağmanın var olduğu düzenlerde kadının yeri yoktur. Kadın kaşık düşmanıdır. Kadın ve şeytan aynı bakış açısı içindedir. Kadının karnından sıpası, sırtından sopasının eksik edilmemesi önyargısı egemendir. Kadın çok eşli feodal aile yapısı içinde kuma olgusudur. Ulusal Kurtuluş Savaşında, Anadolu’da eşsiz bir özgürlük mücadelesini verildiği süreçte erkeği ile aynı saflarda yer alan kadına kapkara dogmaları ve hurafeleri elinin tersiyle iten, kadına seçme, seçilme özgürlüğü veren Atatürk Cumhuriyeti’dir. Günümüzde ülkemizde kadınla ilgili her ne özgürlük varsa Atatürk Devrimleriyle tanınmıştır. Hür düşünce ve yaşam biçimini var olan bir hak olarak sunan devrimleri bir öcü gibi görenler de örtünme, kafes arkası gibi yöntemleri yaşam biçimi seçeneği olarak sunarak kadının özgür iradesini yok etmeye çalışmışlardır. Günümüzde karanlık düşünceleri din buyruğu gibi öne sürenlerin bilinçaltında hala kadının köleleştirilmesine yönelik gizli niyetler saklıdır. İşin diğer bir boyutundan da söz etmekte yarar var. Kadının düşünce ve yaşamsal özgürlüğünü tuhaf değerlendirmeleriyle basitleştirenler de yok değildir. Bu basitleştirmenin ana nedenlerinden biri kadının erkeksi tavır ve davranışlar içine girmesi, argo söylem biçimine sarılması, ulu orta küfretmesi, özgürleşmenin sanki erkeği aşağılamak olduğu yanılgısına düşmesidir. Unutulmamalıdır ki erkekle aynı hak ve özgürlüklere sahip olan kadınlarımız yanlışlara karşı verilen mücadelede erkekleri hedef alma ya da aşağılama kompleksi yerine, düzenin yanlışlıklarına erkekle birlikte omuz omuza savaşmanın bilincini kavramalıdırlar. Sınıfsal (Kapitalist) toplumlarda kadın ve erkeğin örgütlü mücadelesinin kırılması için feminist eylem biçimleri ön plana çıkarılır ve sanki kadının tek düşmanı erkekmiş gibi gösterilir. Bu yanlışlar da kadın ve erkeklerin birlikte olma gücünü yok eder, çatışmalara zemin hazırlar. Sokak ve caddede bir hanımefendinin yaktığı sigarayı sağa sola savurmasının bilinçaltındaki dürtüsü meydan okumadır. Toplu taşıma aracında beklenmedik bir anda heyheyleşen bir genç kızın belden aşağı küfürlerinde de ben olma egosunun isyanı saklıdır. Kadın ve erkek toplumsal hayatı bütünleyen değerlerdir. Sömürü ve aşağılamalara karşı tek kurtuluşları da birlikte ve çağdaş bilinçle hareket etmeleridir. Bu düşüncelerle tüm kadınlarımızın dünya kadınlar gününü kutluyorum. 

Yazarın Diğer Yazıları