Şahin Akçap

İran’ın resti!

Şahin Akçap

Ülkemizin üst görüşme teklifine olumsuz yanıt veren İran belli ki Suudi öncülüğündeki körfez ülkelerinin Yemen’e müdahalesine tepkili. Sadece o müdahaleye mi? Değil… O müdahalede Amerikancı politikaya destek sunan tüm girişimlere de tepkili.

Dünya haritasına bir göz attığınızda Türkiye ile Yemen ve İran arasındaki lojistik ve dolayısıyla stratejik farkları hemen görebilirisiniz.

Yemen özgeçmişi ile Osmanlı’nın en son terk ettiği ülkelerden biridir. Yemen’de bulunan Osmanlı eserleri o günlerden bugünlere kalan yadigârlarıdır. Bu da güzel… Ancak Türkiye ile Yemen arasındaki mesafe ile İran arasındaki mesafe harita üzerinde bile çok dikkatli olunması gereken işaretleri taşır.

İran coğrafi, tarihsel ve sosyal yönüyle Türkiye’nin en doğusundaki en güçlü ve anti Amerikancı ülkelerden biridir. Etnik yapısını Kürtler, Azeri Türkler ve çoğunluk kitlesini de Fars tabası oluşturur. Egemen güç haliyle İran halkıdır.

Yüzyılların kadim komşu ülkesiyle aramızda soğuk rüzgârlar estiren Yemen müdahalesinde sırf Amerika politikaları üzerinde hesaplar yapan Suudilerin yakınında durmak İran’ı hiç gerek yokken Türkiye’nin hasmı durumuna getirir ki bu da dip dalgalarla boğuşan ülkemizi zora sokar. İran ve Irak Savaşında Türkiye’nin mesafeli tutumu Yemen sorununda da hassasiyetle dış politikamızın hareket noktalarından biri olmalıdır. Aksi takdirde Ortadoğu’da giderek yalnızlaşan ülkemiz Asya ülkeleri arasında da saygınlığını kaybeder ve paylaşımcı ulusların piyonu olmaya doğru yuvarlandırır. Daha düne kadar Nevruz nedeniyle Türkiye’ye uçaklar dolusu gelen İranlı yurttaşları da küstürür.

Düne kadar Türkiye dış politikalarının ekseninde olan Arap ülkelerinin dümen suyunda küçülen bir Türkiye olmak yerine; o saygın yurtta barış, dünyada barış sloganı üzerinde dimdik duran bir ülke olarak kalmak itibarımızı daha da yükseltir.

Yanardöner, ikiyüzlü dış politikalar artık dünya halklarının elinin tersiyle ittiği politikalardır. Arap’a başka, Acem’e başka görünmek ve dünyanın efendisi konumunda olduğunu sanan Amerika’ya göz kırpmak dış politikalardaki zafiyetimizin bir yansıması olmaktan öteye geçmez.

İran’ın resti aslında dünya politikasında umarcı düşüncelerle yatıp kalkan politik liderlere satrancı bilmediklerinin müthiş dersidir. Bütün bunlardan bakalım ders çıkaranlar hangi alternatif politikalar üreteceklerdir? Acaba kendi ayakları üzerinde durmayı mı yoksa Okyanus ötesinden gelen emirlere mi itaat edecekler?

Liderlerimiz tarihin sayfalarını çevirerek dün ve bugünün tahlilini yapmaktan uzak durmalılar. Tarihin içindeki ışıklar yol göstericileri olabilir…

Yazarın Diğer Yazıları