Şahin Akçap

İnsanın memleketini sevmesi

Şahin Akçap

Hasret bir garip duygudur. Çöreklendi mi insanın içine bir sarmaşık gibi büyür.

Hayat bu ya yazımızı yazan bizim yazgımız da hasretten yana yazmış.

Van’da Olay Gazetesi Genel Yayın yönetmeni genç kardeşim Sedat Karatay özlem içeren minik bir yorumuma:

“Abi Van’ı bu kadar çok seviyorsan neden burada yaşamıyorsun?” Diye sormuş.

Bu soruyu her gün kendime soruyorum:

“Neden?”

Bizim Antalya’yı seçmemizin nedeni önemli bir sağlık sorunu yüzündendi. Mutlak bir tedavi olmadan çocuk sahibi olma şansımız yoktu. Ve o şansımızın kapıları bize Antalya’da açıldı.

Hani derler ya:

“En mübarek şehir Mekke’dir.” Diye.

Doğrudur… Ama bizim için o mübarek kentten sonra gelen şehrin adı Antalya’dır. Çünkü bu kentte hayata karşı direndik ve onca çabadan sonra Antalya’da iki evlat sahibi olduk. Müthiş bir mücadelenin sonunda muradımıza erdik. Yüzlerce çocuğun, gencin olduğu sınıflarımızdaki gibi yuvamızda da bizim birer parçamız olan çocuklarımız oldu.

Vizontele filminin ilkinde bir replikte belediye başkanının:

“İnsan niye memleketini sever?” Sorusuna yanıt vardır.

Şöyle der:

“Başka çaresi yoktur da ondan. Ama biz biliriz ki bir yerde mutlu ve mesut olmanın ilk şartı orayı sevmektir. Burayı seversen, burası dünyanın en güzel yeridir. Ama dünyanın en güzel yerin sevmezsen, orası dünyanın en güzel yeri değildir.”

Elbette ülkemizin dört bir yanı cennet… Her taşı paha biçilmez mücevher. Önemli olan insanın yaşadığı yeri sevmesi, sahiplenmesi… Antalya’da otuz yıla yaklaşan bir süreçte Antalyalı kadar çok çalıştık, bu güzel kenti sahiplendik. Onun içindir ki Antalyalı dostlarımızla hısım akrabadan öte can ciğer dost olduk.

Ancak kök çok önemli… Dünyanın en gözde kentinde yaşasanız da doğup büyüdüğünüz yerleri unutmak olanaksızdır. Biz Vanlıların normalden öte memleket sevgisi farklıdır. Dünyanın neresinde olursak olalım yüreğimizde hiç bitmeyen bir sinyal Van diye yanı yanıp söner. Ve kırmızıya dönüştüğünde;; dağları, ovaları aşıp allı turnalar misali memleketimize döneriz.

Bir gün mutlaka kesin dönüşüm olacak. Ya ayaklarım üzerinde, ya da imamın kayığında...

Ama memleketime olan özlemim hep içimde Van Gölü mavisi, Edremit yeşili olarak sonsuza kadar sürecek.

Yazarın Diğer Yazıları