Şahin Akçap

Hayatın tuzu

Şahin Akçap

Sessiz ayak seslerinin genç sanatçıları bazen gür bir sesle var olduklarını gösterirler.

Onlardan biri Ender ÖZKAHRAMAN kaleme aldığı Hayatın Tuzu öyküsünü senaryolaştırdığında şirin bir küçük kent aynı adla çekilen film için mekân olmakta geciktirmedi.

Enver Özkahraman gibi saygın bir ressam ve fotoğraf sanatçısının oğlu olan Ender Özkahraman, Leman ve Gırgır Dergileri çizerlerinden, gurur duyduğumuz genç hemşerilerimden.

Hayatın Tuzu filminin öyküsü Bitlis’te yaşayan dul Medine kadının baba ocağının köklerinden kopamayan evlatlarıyla yaşadıklarını anlatıyor. Küçük ailesi içindeki bireylerin yaşam biçimine eşit mesafedeki yaklaşımı ve onların özgürlüklerine karşı duyarlılığı Anadolu kadınını Hayatın Tuzu filminde bir adım daha öne çıkarıyor.

Filmdeki doğu kenti yaşamındaki insan figürlerini ustalıkla anlatan öykü içinde türkücü olmayı kıl payı kaçıran bir imamın iç yaşamındaki çalkantılar…

Genç bir lise öğrencisinin küçük kentin ancak dershane desteği sunabildiği olanakla sınava hazırlanma gayreti…

Bitlis Tütün Fabrikasında rutin işlerden sıkılmış emekçilerin çatışmalar içindeki psikolojilerinin özel yaşamlarında kiminin yeni bir iş arayışına yönelişi ya da dört duvar içine hapsolup kalmış eşine karşı sunduğu şiddet eylemi… 

Bitlis Sigarasının paketinin içine illegal yazılmış felsefi düşünceleri yazanın gizemi…

İstanbul gibi metropolitan kentte tutunamayan bir delikanlının memleketine geri dönerek aile ocağına sığınışı…

Mezbahaneden kaçan bir dananın kentin çocukları tarafından korunması…

Her saat başı kentin belediye hoparlörlerinden yapılan duyurular…

Birkaç kuruş için dünün ve bugünün haberlerini kahvehanelerde ezberinden okuyan emekli bir aydın ve ona özenen ezberci çocuklar… (Ki bu okumalarda senarist ve yönetmen küçük kent öyküsünde evrenselliği de kurgulayarak seyircide düşünme yetisine işlerlik sağlıyor.) Ve daha önemlisi bir zamanların bu coğrafyada köy köy, kasaba kasaba, kent kent gezen dengbejleri anımsamamıza olanak sağlıyor.

Ender’in sinema yönetmenliğe doğru yolculuğunun bir çıkışı olarak algılıyorum Hayatın Tuzu yapıtını…

Doğup büyüdüğü Van ve Hakkâri gibi kentlerdeki çocukluğundan bu yana belleğinin kadrajına kayıt olmuş ayrıntıları sanatçı kimliğine bir göz attığımda anlayabiliyorum. O ve arkadaşlarıyla kafamın içinde yer alan Süvari Halil Geçidi romanımın sinemalaştırılması için bir ışık huzmesi gibi cesaretsizliğimin tam ortasına düştüğünü hissediyorum.  

İnternet aracılığıyla ulaşıp izlediğim Hayatın Tuzu filmini bir Antalya gecesinin içinde yağan yağmur sesinin akustiğinde izlerken, genç sanatçı kardeşlerimizin sanatın içinden, halkın yüreğine akıp giden yolculuklarına tanık olmaktan nasıl gönendiğimi anlatamam. Bu vesile ile sevgili yeğenim Ender Özkahraman ve arkadaşlarını başarılı çalışmalarından dolayı kutlar, gözlerinden öperim.

Değerli okurlarımın bir zaman aralığı bulup Hayatın Tuzu filmini izlemelerini öneririm. 

Yazarın Diğer Yazıları