Şahin Akçap

Hayatı ertelemeyin

Şahin Akçap

Ne güzel hemşerimizdi Kapıcı Ali Efendi. Güler yüzlü, hoş görülü, çalışkan ve saygılı.

Selamsız, hal hatır sormadan geçip gitmezdi.

Eşi başka bir kenttendi. O da güzel insandı.

Günün birinde sıkıntıları olduğunu fark ettim. Eşi, Ali Efendiye kapıyı açmamış dışarıda bırakmış.

Süklüm püklüm haline içim paralandı.

Sormadan o anlattı derdini.

"Bizimki fena halde öfkelenmiş bana. Hâlbuki öyle dişe gelir bir anlaşmazlık da yok aramızda. Bir surat görmeyin. Sesi sitemkâr. İnsanlık hali dedim. Ama düzelmedi. Derken bugün kapının ardında bıraktı beni."

Derler ki karı koca arasına girmemeli. Ama eğer iki insan arasında bir çözülmez sıkıntı varsa ve yuvada çatırtılara yol açacak tartışmalar başlayacaksa dokunmalı yüreklerine. Bir çift söz kimi zaman en onulmaz derde merhem olur derler ya.

"Ali Efendi bir dolaş gel." Dedim.

O evin kapısından uzaklaşınca seslendim eşine. Biraz bekletse de kapısını açtı buyur etti içeri.

Oturup konuşunca anladım ki mesele bir incir çekirdeği kadar büyük değilmiş. Anlattı eşi:

"Yahu be adam sana üç evlat verdim. Bir gün olsun seni seviyorum demedi." Diye.

Hem ağladı, hem anlattı. İki gözü iki çeşme… Bir güzel boşalttı göz pınarlarını. Sanki yanaklarına değil yüreğine akıyordu, içindeki sıkıntıları alıp götürüyordu gözyaşı damlaları.

Ona dostça güzel şeyler anlattım. Bazen insanlar içlerindeki sevgiyi gösteremez. Hele ki ataerkil bir aile yapısından çıkmışsa… Bulunduğu ortam onu içine kapatır.

Komşumuzdan ayrılıp dışarı çıktığımda fark ettim ki Ali Efendi köşede bekliyor. Yanına gittim.

"Şimdi değil de bir ara sevdiğini söyle be kardeşim." Dedim.

Başını eğdi. Titreyen bir sesle:

"Abla vallahi seviyem, billahi seviyem ama diyemiyem." Dedi.

***

Yukarıdaki gerçek hayat öyküsünü Balıkesir'den Gülten Ödemiş hemşerim özelden yazarak anlatmış. Anlattığıyla kalmasın, okurla paylaşayım dedim.

Doğrudur… Durdurulamayan tek şey zamandır. Kaybı telafi edilemeyen…  Geri döndürülemeyen.

Siz siz olun sevdiklerinize sevdiğinizi söylemeyi ertelemeyin.

Haydi, ne duruyorsunuz… Şimdi söyleyin.

Yazarın Diğer Yazıları