Şahin Akçap

Hayallerimizi öldüremezsiniz!

Şahin Akçap

Toplumsal düzenler insanlara sınıflarına göre yaşam biçimi sunar.

Maaşla hem de emekli maaşıyla geçinen milyonlarca insanın yüreğinin bir kenarında yaşamak isteyip de yaşayamadığı hayalleri yatar.

Bazen hayat öylesine acımasızlaşır ki subaşını tutanların despot yönetimleri zor bütçelerle geçinen insanlara bir lokma ekmeğin fazlasını bile düşünmekten alıkoyar ve onların önüne:

“En azından yaşıyorsun ya!” Sadakasını fırlatıp atar.

Bu durumun bir adı da zalim düzenin kıyıcılarınca formatlanan:

“Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek.” Felsefesi değil midir?

Liseli yıllarda benim gibi yazı ve şiirler uğraşan bir arkadaşımın garip bir yöntemi vardı.

Diyelim o hafta sinemaya gitti değil mi? Akşamı sanki o filmi bir daha izliyormuşçasına aklından geçirip öyle uyurmuş. Bilinçaltı da bu yöntemin baskısı altında kalınca rüyasında izlediği filmdeki iyi kahraman gibi olduğunu ve o gece mutlu bir uyku çektiğini anlatırdı.

Kartpostalları vardı.

Kalın ciltli bir deftere özenle iliştirdiği yurdumuzun en güzel yerlerinin resimlerini hafta sonu aklına ve ruhuna kayıt ettiğini söyleyerek, her hafta sonu o güzel beldelerde ve diyarlarda düşlerinin tatilini yapabildiğini anlatırdı.

Bir ara kafayı sıyırdığını sandım.

Ancak düşündüğüm gibi değildi. Dersleri iyiydi, dar gelirli ailesinin zor geçiminde bile yüzü gülen bir anne ve babası ile kardeşleri vardı. Her istediklerini alamazlarsa da müthiş hayal gücü ile her şeye bir çırpıda sahip olabileceğini söylerdi.

Yaşının ilerlemesine rağmen çocukça oyuncaklara özenirdi. Telden büküp yaptığı arabalar düşünde canlanır ve kafasının içinde o yılın en son model arabasına dönüşürdü.

Kaygısızdı. Küçük sorunları derde dönüştürmezdi.

Bir ara onun gibi yapmayı denedim. Ancak başaramadım. Benim kurduğum hayaller onun hayalleri gibi canlanamıyordu kafamın ve ruhumun içinde. Onu taklit ettiğimde sanki bir akşamcı gibi koca bir alkol şişesini devirip derin bir uykuya dalıyor gibi oluyordum ama sabah baş ağrısı ve hayal kırıklığıyla uyanıyordum.

Acaba diyordum. Bizim gibi hayallere sığınan kaç kişi vardı bu dünyada?

Bu konuda çevremdeki insanlarla söyleşmeye başlayınca anladım ki her insanın bir gün asla gerçekleştiremeyeceği hayalleri vardı. Bu düşünce garip bir ürperti olup her yanımı sarınca da cennetin ve cehennemin yalnızca bu dünyada olduğunu anlayabiliyordum.

İyi yaşayanlar için bu dünya cennet, yaşayamayanlar için ise cehennemdi!

Demek ki alt sınıfların insanları için cennet sadece vaat edilendi…

Ancak…

İnsanoğlunun direnci ve azmi her daim:

“Hayallerimizi öldüremezsiniz!” Çığlığını atmaya devam edecektir.

Yazarın Diğer Yazıları