Şahin Akçap

Har vurup harman savuranlar!

Şahin Akçap

Son günlerde yazılı ve görsel basına yansıyan haberlerden en önemlisi bence bazı milletvekillerinin makam araçlarının gereğinden fazla yakıt tüketimiyle ortaya çıkan akıl almaz faturalardır.

Bizde:

“Yetim hakkı… Tüyü bitmemiş yetim hakkı!” Diye bir kavram vardır. Ve bu kavram dile getirildiğinde hatırlatılan bir diğer tarihi gerçek daha:

“Hz. Ömer adaleti!” Olgusu vardır.

Hz. Ömer devlet işlerinde iki mum kullanırmış. Birisini devlet işlerinde, diğerini kendi özel işlerinde kullanırmış. U müthiş mesajın anlattığı güzelliğin ne yazık ki günümüzde çiğnendiğini yukarıda sözünü ettiğim haberleri okuyarak ve izleyerek anlıyoruz.

Okul idarecilerine her yıl bir üst organdan yazı emir gelir. Yazının konusu Enerji Verimliliğidir. Enerji verimliliğinde öğretmenlerden, öğrencilerden var olan enerjiyi iyi kullanmaları istenir. Suların açık bırakılmaması, elektriklerin gereksiz kullanımının önlenmesi, ders araç ve gereçlerinin kullanımında savurganlığa (israfa) yer verilmemesi eğitim çerçevesi içinde anlatılır. Ve bu bilgilerin öğrencilerce ailelerine taşınması istenir.

Okul idarecileri yoğun noktalardaki elektrik ve su tüketimi için önlemler alır. Fotoselli lambalar konuşlandırılır, muslukların deforme olan contaları değiştirilir. Ve okulların bir çok noktasına geri dönüşüm için kutular konur, güncel kullanım değerini kaybeden atıklar bu kutularda biriktirilerek belirli aralıklarda okula uğrayan geri dönüşüm birimlerine teslim edilir. Amaç savurganlığa dur demek, gereksiz harcamalara son vermektir.

Bütün bunlar yapılırken milletvekillerinin olumsuz örnek olacak yakıt harcamaları insanı acı acı düşündürüyor. Akıllara:

“Devlet malı deniz…”Sözünü getiriyor.

Haberlere konu olan bu sorumsuzluğun bedeli yapandan kuruşu kuruşuna geri almaktır. Aksi halde bu kötü örnek:

“Balık baştan kokar.”

Ve:

“Benden sonrası tufan” Sözlerini halkın bilincine yerleştirir ki sonuç Türkiye’yi:

“Har vurup, harman savuranların savurganlar ülkesi.” Kötü örneği olarak yansıtır.

Gerek iç görevlerde ve gerekse dış görevlerde olanların harcamaları bu önemli haber geçiştirilmeden bir kez daha incelenmeli, harcırahların limitleri kuruşu kuruşuna gözden geçirilmelidir.

İnşallah ve maşallahla oturup kalkanlar, vatandaşların vergileriyle dönen devlet çarkının tekerine israfın çomağını sokmaya asla hakları yoktur.

Yaratan:

“Bana hangi suçla gelirsen gel, ama kul hakkıyla gelme, affetmem!” Diye buyurmamış mı?

Bakınız değerli dost Mustafa Karabağır hepimizin bayramını kutlamak için ne kadar güzel ve şipşirin bir ileti göndermiş. Demiş ki:

“Sevgili Dostlar, Küçük bayramlık ayakkabılarınızı,  başucunuza koyduğunuz günlerdeki kadar; mutlu bayramlar dilerim.”

Bende bu güzel ve sıcacık dileğin mutluluğuyla bayramınızı yürekten kutluyorum!

Sıcacık dileğin mutluluğuyla bayramınızı yürekten kutluyorum!

Yazarın Diğer Yazıları