Şahin Akçap

Ekmek

Şahin Akçap

Ekmek sözcüğünün içinden ilk "k" harfini çıkarırsanız yeni bir sözcükle karşılaşırsınız. O sözcük de o bildiğimiz önemsediğimiz emek sözcüğü olur... 
Emek, ekmeğin can suyudur. Emek olmadan, ekmek olmaz!
Ekmek mübarek saydığımız değerlerdendir. Kırıntısının bile yere düşmesine izin vermeyiz. Kazara düşürdüğümüz veya yerde gördüğümüz ekmek parçasını hemen alır öper, alnımıza götürüp yüksekçe bir yere koyarız. Yeminimizi onaylarken bile:
"Ekmek, Mushaf çarpsın ki!" 
"Ekmek, Kuran hakkı için!" Deriz.
Ekmek bizim gibi ülkelerde temel gıda besinin baş tacı olunca bu saygıyı hak ediyor. Ayrıca sofraya gelinceye kadar geçirdiği çok meşakkatli ve uzun bir yolu var.
Tohumu alın teriyle sürülmüş tarlaya atıldıktan sonra doğanın emanetine bırakılır. Yağan kar ve yağmurda beslenir, uç verip, başağa dönüşür. Başakları buğday tanelerine dönüşünce işi güneşe kalır. Güneşte olgunlaşır, biçerdöverden geçip, sapından, samanından ayrılır. Taneleri öğütülmek üzere değirmenlere veya un fabrikalarına götürülür. Öğütülen unu sınıflandırılır, ekmek olacak kısmı fırınlara verilir ve ekmeğe dönüşür. Sonrada tüketime sunulur.
Yaşı tarihle bütünleşmiş olanlar 1. ve 2. Dünya Savaşlarında ekmeğin karneyle satıldığını anlatırlar. Ekmek bulamayanların süpürge tohumu öğütüp ekmek yaptıklarını da... Sıra ekmeğe sahip olmaya geldiğinde:
"Allah her kese helal ekmek nasip eylesin!" Sözü yürekleri titreştirir. Helal ekmek, helal sütün mayası olduğu için insanımız helal kazancın peşini kovalar. 
Helal olsun emek ve alın teriyle alınmış helal ekmeğini çoluk çocuğuna, aile sofrasına koyanlara!
Ekmek öyle mübarek bir nesne ki kadrini kıymetini bilmeyeni çarpıyor. 
"Ekmek çarpsın ki!" Yemininden habersiz olan Fransa Kraliçesi halkının sorunlarına Fransız kalınca 1789 Fransız İhtilalinin ateşini yakan sözlerden birine imzasını atmıştı.
Sarayın önüne toplanan halkın sıkılı yumrukları ve isyan haykırışları karşısında:
"Ne istiyor bunlar?" Sorusunu sorunca etrafındakilerin yanıtı:
"Ekmek!" Omuştu. 
Şaşıran kraliçe:
"Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler!" Sözünü söyleyince, Bırakın Fransa'yı dünya tarihine geçmişti. Gerisi bir iplik söküğü gibi geliyor. Ve Fransız Devrimi dünya insanlığına özgürlüklere açılan pencerelere yaratıyordu. 
Türkiye Mahsuller Ofisi (T.M.O) bu yıl ekmek israfına (savurganlığına) karşı bilinçlendirici bir çalışma yürütecek. 
Ekmek tüketiminde dikkat edilecek konuları toplumun gündemine taşıyacak. Böyle bir kararın alınmasında da çok haklılar. Çünkü ülkemizde yılda iki milyar yüz milyon ekmek çöpe atılıyormuş. Ulusal gelir kaybımız bir milyar beş yüz milyon lira. Yazar Yavuz Donat'ın araştırmasına göre; bu parayla ülkemize yılda seksen hastane, elli okul inşa edilebiliyormuş. 
Bir günde altı milyon ekmeğin israf edildiğini hesap edersek ekmeğe bizden önceki kuşaklar kadar kadrini bilip, kıymet vermediğimizi anlayabiliriz.
Kanuni Sultan Süleyman zamanında saray zümresinin yediği ekmek özel ve en kaliteli undan yapılıyordu. Savaşlarda ve tebdili mekân gezilerinde halkının çok düşük kaliteli undan yapılan ekmek yediğinin farkına varan Kanuni Sultan Süleyman ferman çıkarır ve tebaasının ekmeğinin kalitesini yükseltir. Bu fermanına uymayan fırıncı esnafını da Kadı önüne çıkarttırmaktan geri kalmazdı.
Benim doğduğum Tepebaşı Mahallesi askeri jandarma kışlasına çok yakındı.
Askeri kışlada şimdi taş fırınlarda üretilen kepekli ve lezzetli tayin denilen ekmek üretilirdi. O ekmek öylesine lezzetli ve kaliteliydi ki elinizle böldüğünüzde tek bir kırıntısı bile ziyan olup dökülmezdi. 
Jandarma Gücü ile futbol maçlarına gittiğimizde komutanlarca yemeğe misafir edilirdik. Tayin ekmekleri bize en leziz pasta ve kek tadı verirdi. İşin sırrı kılı kırk yaran komutanların titizliği; iyi ve kaliteli un bir de işinin ehli usta fırıncılardı.
Günümüzde iyi fırıncılar Karadeniz'den ve Ağrı'dan çıkıyor... İspir sanki fırıncılık ve pastacılığın üniversitesi... Ekmeğin kalitesi onların elinde... Dilerim peygamber ocağı askeri kışlalarda ekmeğe verilen emek ve değeri onlarda ortaya koyar besin değeri yüksek kalitede ekmek üretirler.
Halkımıza gelince...
Her gün çöpe giden tonlarca ekmeğin israfını önlemek için çoluk çocuklarını bilinçlendirmeliler. Gereğinden fazla alınan ekmeğin bayatlayacağını, dilim dilim kesilmeyecek somunların ziyan olacağını anlatmalılar.

Yazarın Diğer Yazıları