Şahin Akçap

Eğitimde hal ve gidiş

Şahin Akçap

Son on yılın zikzaklar çizen eğitim programını yaşadı Türkiye!

Ve son on yılda beşin üzerinde Milli Eğitim Bakanı değiştirildi. Gönül Köprüleri kuruldu, okulların Stratejik Planlamaları yapıldı ve her biri çok önemli projeler konup konup kaldırıldı.

Sıra eğitimde öğrenci yaşına geldi… Çocukların üzerine giyecekleri elbiselere karışıldı…

 Eğitim ve sağlık işleriyle oynamaya başladınız mı sonu gelmez bir çorap söküğüne dönüştürürsünüz ve her şey pamuk ipliğine bağlı kalır.

Oysa eğitimimizde en önemli çaba derslik ve okul sayısının çoğaltılması… Öğretmen sayısının gereksinime göre planlanıp atamaların yapılması… Araç ve gerecin günümüzün teknolojisine orantılı olarak sunulması değil midir?

Siz ne kadar kafa bulandırırsanız bulandırın eğitimde fiziki yapıyı öğrenci çağına gelmiş insanın ihtiyacına göre hazırlayamazsanız çırpınışınız boşuna olur. Eğitimde başarı grafiği düştükçe düşer. Sadece doldur boşalt sistemi ile o sınıftan gelip bu sınıfa dolaşım sağlar ve sonunda da bir baltaya sap olamamış gençleri stadyumlar dolusu hayatın içine fırlatıp mezuniyet törenlerinde atarsınız.

Öğretmen ve fiziki yapı yetersizliğinin yarattığı dershaneler daha ileri eğitim okullarını kazanmak isteyenler için bir fırsat yaratmıştı. Elbette bu fırsatta eşitlik ilkesi varlıklı veya yoksul çocuklarımız adına bozulmuştu. Ama Her şeye rağmen dişinden tırnağından artırdığıyla okumak isteyen çocuklarını okutma kararlığında olanlar için bir olanak sunulmuştu. Dershaneler gelişmekte olan bir ülkenin çaresizliğinde doğan gerçek olmuştu. Hem yetersiz eğitim sistemine dinamizm veya rekabet getirecekti hem de ülkenin eğitime ayrılan yetersiz bütçesi yüzünden ataması yapılamayan gencecik öğretmenlere yol açacaktı. Sadece genç öğretmenlere mi? Elbette hayır! Emekli olup ta pazarda soğan, maydanoz satmak zorunda kalan yetenekli öğretmenlere de deneyim ve tecrübelerini özele yansıtmaları için bir şans yaratılmıştı.

4+4+4 fiyaskosunun eğitimde yarattığı tahribatın örtbas edilmesi ve siyasi ortamdaki cemaatin gücünün dizginlenmesi için dershanelerin kaldırılması seçeneği kurtuluş yolu olarak seçildi.

Dershaneleri kaldırmanın yegâne yolu hızlı nüfus artışı karşısında tökezleyip kalan okullaşma ve derslik oranlarının hızla yükseltilmesi, yetkin eğitim kurumlarından yetenekli öğretmenlerin mezuniyetinin sağlanması ve atamalarının ivedilikle yapılmasıdır. Bir diğer sorun da elli yaşını çoktan geride bırakan ve yaşlanan öğretmen kesiminin emekliliğini cazip hale getirecek plan ve programlar yapmak, eğitime dinamizm katacak yeni kuşak öğretmenlere ilim ve irfan bayrağını dünü incitmeden bugün adına teslim etmektir.

Dershanelere alternatif olarak gösterilen özel okulların sayısını artırmak ta eğitimin başarı grafiğini etkiler. Ancak bu noktada vatandaşın ekonomik durumunu görmezden gelmemek de önemlidir. Kredi kartını bir yılın on iki ayına taksitleyerek dershaneye gönderen velilerin özel okulların maddi yükü karşısında ezilecekleri de düşünülmelidir.

Kısacası zaten sıkça değiştirilen Milli Eğitim Bakanlarının durumu da gösteriyor ki ülkemiz eğitiminde çok önemli bir açmazı işaret etmektedir. Bu açmazı gözlerden uzak tutmak, siyasi düelloların siperi yapmak kolaycı ve tek çıkış yolu olarak görülse de ülkemiz ne yazık ki eğitimde başarılı bir çıkış yapamamıştır. Bu gidişle de yapamayacaktır. Etnik yapıya zarar veriyor diye andımız kaldırılmakla, kız ve erkek öğrencilerin aynı merdivenden sınıflarına çıkması caiz midir değil midir tartışmalarıyla, kılıkla, kıyafetle, kızlı ve erkekli sınıflar ayrıştırmalarının kısır döngüsü içinde dolanıp durulacaktır. Bütün bunlar olurken siz milyonlarca tablet bilgisayar dağıtsanız bile ilerlemiş ülkelerle aynı kulvarlarda koşamayacaksınız.

Yani eğitimde hal ve gidiş için not mu bekliyorsunuz?

Bu değerlendirmeden sonra notları siz veriniz ve yorumlarınızıda yansıtınız.

Unutmadan…

İmam Hatip Liselerinden mezun olanlar. Görüşüm “Milli Görüştür” diyenler. Türkiye’nin eğitim planlamasında sizlere de rol biçilmiş. Mevkii ve makam uğruna yanlışların yoldaşı olmayınız. Günah ve vebal altında kalmayınız. İntikamcı icraatların figüranı olmaktan kaçınınız.

Yazarın Diğer Yazıları