Şahin Akçap

Düş kırıklıkları

Şahin Akçap

Bayramken bayram yapamamak… 

Tatilken tatil yapamamak…

Sevinirlerken sevinememek ne garip çelişkidir değil mi?

Bazen hapsolursunuz yüreğinizin bir köşesinde.

Düşünceleriniz gardiyanınızdır.

Tuhaf korkular sarar bedeninizi. Kaçış yolu gözlerinizi yummaktır ama o batan, kanatan, acıtan düşünceleriniz buna da izin vermez.

Depresyondan mı söz ediyorum?

Galiba depresyondan!

Bir zamanlar okuduğumuz kitaplar arasında Polyanna adlı bir çocuk edebiyatı klasiği vardı. O güzel romanı sadece çocuklar mı okurdu? Hayır! Her kes okumak isterdi. Çünkü o küçük kızın dünyasında sadece iyimserlik vardı. Siyahı bile renklendiren hayal gücünün içinden yalnızca iyilikler çıkardı.

Ya yoksul Kibritçi Kız masalı?

Her çaktığı kibrit çöpünün alevinde gerçek hayatta hiçbir zaman yaşayamayacağı güzelliklerin düşünü kurardı.

Bir kibrit ve bir büyük hayal!

Derken sinema perdesine döndük yüzümüzü. Tıpkı güneşe dönen ayçiçekleri gibi. Beyaz perdeye yansıyan insan hayatlarını kimi zaman gerçek diye belledik. Ve hep o öykülerin içindeki iyi adam ya da iyi kadın olmak istedik.

Sonra zamanın çarkı, acımasız bir çarkı felek olup döndü. Öylesine zor günler dayandı ki ayakuçlarımıza; özlemlerimiz, hasretlerimiz tuzla buz oldu. Ne değerlerimiz kaldı, ne de inançlarımız.

Bu dünya için yalan dünya diyorlar ya…

Bakmayın siz onların uyutan, saf torik avlayan yutturmacılarına.

Bizi öteki dünya ile kandırırlarken bu cafcaflı dünyayı doyasıya yaşıyorlar. Sana bana ayırdıkları payın içinde de her yanımızı inceden dilimleyen cam kırıklıkları misali gibi düş kırıklıkları.

Yazarın Diğer Yazıları