DÜNYANIN EN ŞANSLI ÇOCUKLARI!

23 Nisan Ulusal ve Egemenlik Çocuk Bayramı kutlamalarının uluslararası düzeyde yapılmaya başlandığı ilk yıllarda ülkemize gelen konuk öğrenci başkanlığını yapan öğretmenlerden biri şöyle demişti:
"Sizin çocuklar dünyanın en şanslı çocukları!"
Sonra da kendi dilinden Dorothy Nolte'nin Çocuk Yaşadığını Öğrenir felsefi dizlerini tane tane okumuştu.
Bende onun gözlerinin içine bakara aynen şöyle demiştim:
- Biliyor musunuz, şu an okuduğun o değerli dizlerin tümünü içeren bilgi dolu sözleri atalarımız tek bir tümcede toplamış.
"Nasıl?" Diye sorunca Atasözlerimiz arasında en çok kullandığımız:
"Ektiğini biçersin." Sözünü söylemiştim. O da hemen boynundaki küçük çantasından not defterini çıkarıp yazmış:
"Sizler muhteşemsiniz, fakat dünyaya kendinizi iyi anlatmamışsınız."Diye söylenmişti.
Bu sözü üzerine hüzünlendiğimi görünce elini omzuma dokundurarak:
"Ama bu güzel çocuk bayramıyla bütün dünyaya kendinizi anlatacaksınız."Vurgulaması yapmıştı.
Haklıydı... Biz Türkler;  " Türk'ün Türk'e karşı hamasetinin(abartılı övünme)" Kısır döngüsünde dönüp durmuştuk.
Hayatın felsefesi der ki:
"Ne kadar iyi müdürsen kurumun o kadar iyidir."
"Ne kadar yetkin sanatçıysan yarattığın o derece değerlidir."
"Ne kadar ileri görüşlü lidersen ulusun da o kadar ileri düzeydedir."
Bu sözleri farklı üretim alanlarını düşünerek sayısız örnekler verebilirsiniz.
Milletin iradesiyle iş başına gelip, günün birinde yurdun doğusunda yaptığınız gezi esnasında sizi sevinçle karşılayan vatandaşın:
"Sizlerin gelmesine çok sevindim. Sevinçten oynayabilirim."Diyen yurttaşın elini de sıkabilir:
"Ne kadar sevindiğini göster. Hadi takla da at veya oyna."Deme gibi garip bir tavır da takınabilirsiniz.
Önümüzdeki günler 23 Nisan Çocuk Bayramına açılan günler. Her yerde çocuklar bu güzel bayramı kutlamak için hatıl harıl çalışıyor, eğitimin yılmaz savaşçısı öğretmenlerinin yönlendirmesinde kusursuz bir uluslararası  dünya çocuk bayramı sunma heyecanı yaşıyorlar. Baharın bütün renkleri çocukların coşkusuyla birleşiyor ve Nisan ayı görkemli bir şölen ayına bürünüyor.
Öğretmenlerin anlattıkları anılar içinde çocuklar başaktördür. Ve hep onların gözlerinden söz ederler. Tertemiz, berrak, hilesiz bakışlarından... Bilirler ki onlar insanoğlunun baharıdır. Yeşerirler, filizlenirler ve sürgün verirler. Toprakları bereketli, yaşam alanları kusursuzsa, sağlıklı büyürler. Onlar büyürken ülkeleri de büyür.
Ali Rıza'dan olma, Zübeyde'den doğma Selanikli Mustafa Kemal'de savaşçı ve yenilmez ömrü süresince umudunu hiç yitirmemiş, öngörüleri gerçekleştikçe çok daha değerli hedefler belirlemiştir. O hedeflerden biri de, bugünün çocuklarının yarına her yönüyle yetkin olarak yetişmesi üzerinedir. 
Elbette çağdaş ve ışıklı yolların yolkesenleri de çıkacaktır. Engeller farklı biçimler alarak akan ulu ırmakların önünde setler oluşturacaktır. Karanlıkçılar güneşin önüne kalın perdeler gerecektir.
Ancak hiçbir ışığın kabında ve kınında durduğu görülmemiştir.
Zifirlikleri delip geçecektir! Şavkı en umutsuz anları bile aydınlığa boğacaktır.
Biline ki tarih bu anlattıklarımın hiç susmayan ve korkmayan tanığıdır.
Bakınız, bizim; "Ne ekerseniz onu biçersiniz." Atasözünü bir yaşam felsefesine dönüştüren Dorthy Nolte ne demiş:
Çocuk Yaşadığını Öğrenir
Eğer Bir çocuk sürekli eleştirilmiş ise
Kınama ve ayıplanmayı öğrenir.
Eğer Bir çocuk alay edilip aşağılanmış ise sıkılıp utanmayı öğrenir.
Eğer Bir çocuk kin ortamın da büyümüş ise
Kavga etmeyi öğrenir.
Eğer Bir çocuk devamlı utanç duygusuyla eğitilmiş ise
Kendini suçlamayı öğrenir.
Eğer Bir çocuk hoşgörü ile yetiştirilmişse
Sabırlı olmayı öğrenir.
Eğer Bir çocuk desteklenip yüreklendirilmiş ise
Kendine güven duymayı öğrenir.
Eğer Bir çocuk övülmüş ve beğenilmiş ise
Takdir etmeyi öğrenir.
Eğer Bir çocuk hakkına saygı gösterilerek büyütülmüş ise
Adil olmayı öğrenir.
Eğer Bir çocuk güven ortamı içinde yetişmiş ise
İnançlı olmayı öğrenir.
Eğer Bir çocuk kabul ve onay görmüş ise
Kendini sevmeyi öğrenir.
Eğer Bir çocuk ailesi içinde destek ve arkadaşlık görmüş ise
Dünyada mutlu olmayı öğrenir
Kısaca biz neysek çocuk o olur.