Şahin Akçap

Çocuk gözleri

Şahin Akçap

Bir fotoğraf kanattı yüreğimi. Islandı kirpiklerim. Yüreğimin ortasına sanki bir yumruk gibi indi.
Çocuklar koşuyordu babalarına.
Çocuklar…
Henüz ölümü tanımamış çocuklar.
Koştukları yerde kollarını açmıyordu babaları. Birer tabutun içindeydiler, tabutun üstünde bayrak vardı.
Bir koşu ki…
Sonra zınk diye durdular tabutların önünde. Birbirlerine baktı üç çocuk.
"Hangi tabutun içinde benim babam?" Sorusuydu bakışlarına mıhlanan.
Çocuk gözleri bir anneler bilir bir de öğretmenler.
Mesela on yıllar geçen görevim süresinde sınıfımı dolduran çocuklarımın gözlerine baktım mı hangisi mutlu, hangisi değil şipşak anlardım tıpkı diğer öğretmenler gibi.
Hep nemlidir bizim ülkemizin çocuklarının gözleri. Dağılmış bir bulutun geride bıraktığın nemi taşır gözleri. Dokunsan ıslatırlar yanaklarını. Sorsan hıçkırırlar önce ve sonra bardaktan boşanırcasına gözyaşı dökerler. Onun için benim ülkemin çocukları güldü mü çok güzel güler. Çünkü gülmeye açtır gözleri. Bir anaları bilir çocuk gözleri bir de öğretmenleri.
Üç çocuktu…
"İşte orda babanız." Dediler.
Bayramlık giysileriyle gelmişlerdi tören yerine. Sanki babalarına ödül verilecekmiş, madalya takılacakmış gibi.
"Koşun." Dediler.
İnce çelimsiz bacaklarıyla var güçleriyle koştular. Sanki karşıda bekliyormuş, kollarını açmış gibi babaları.
Ve durdular tabutların önünde.
Fotoğrafsız tabutlarda hangisinde, hangisinin babası var bilemediler. Çocuk gözleri şaşkındı. Paniklediler. Birbirlerine baktılar.
Üç tabut ve üç çocuk… Çocuk gözleriyle sordular:
"Hangi tabutta benim babam?"
Baktı oradakilerden biri başını kaldırıp gözlerinden akan yaşları yanındakilerden kaçırarak koca gökyüzüne. Ve içinde savurdu öfkesini sanki milyonların yüreğinden süzülüp gelen isyan haykırışını:
"Bu ülkeye bunu reva görenlerin canı cehenneme!" Dedi.
Üç çocuk, üç tabutun başında hangi tabutta babalarının olduğunu sordular çocuk gözleriyle.
Ah yaralıyız!
Kanıyoruz…
Kanımızın vebali savaş çığlığı atanlara.
Hakkımızı helal etmiyoruz haramzadelere!

Yazarın Diğer Yazıları