Şahin Akçap

Çocuk cinayetleri!

Şahin Akçap

Son günlerde çocuk ölüm haberleriyle sarsılmaya başladık. Daha önce yok muydu? Vardı elbette. Ama siyasi süreçteki kavga gürültü hayatın asıl sorunlarının üzerinden bir silindir gibi geçtiği için fark edemiyorduk.

Çok uzun zaman değil… Birkaç yıl önce Konyaaltı sahilinden dönerken içi tıka basa dolu halk otobüsü yolcuları arasındaydım. Şanslıydım bir boş yer bulup oturmuştum. Hemen önümdeki iki koltukta orta yaşın çok üstünde bay ve bayan vardı. Otobüs ilk durakta yeni yolcular almıştı. Binenler arasında genç bir baba ve üç dört yaşlarında bir kız ve bir erkek çocuk vardı. Otobüs hareket ederken küçük bir sarsıntı oluşturdu ve iki çocuk yalpalayıp savrulurken babaları güç bela omuzlarından yakalayıp düşmelerini engelledi.

Önümdeki yaşlı turistler hemen yerlerinden kalktılar. O iki çocuğu oturdukları koltuğa oturtup ayakta yolculuk yapmaya başladılar. Çocukların babasının teşekkürüne Almanca şu yanıtı verdiler:

“Yaşlılar, hamileler ve çocuklar önceliklidir.”

O gün sonrası Avrupa’daki ulusların toplu taşıma araçlarındaki uyduğu kuralları ve gelenekleri araştırdım. Öğrendim ki kâfir diye küçümsediğimiz o insanlar toplu taşıma araçlarında küçük çocuklara yer vermeyi ahlaki ve görgü değerleri içinde baş sırada tutuyorlarmış.

Çocuk cinayetlerini sadece sapıkların, trafik kazalarının gerekçeleri arasına sıkıştırıp bırakmak yanılgı olur. Asıl çocuk ölümlerinin yegâne failleri ilgisiz, sorumsuz anne ve babalar; anketler üzerinde kalan teoriden öteye geçmeyen eğitimsel projelerdir.

23 Nisan gibi uluslararası bir çocuk bayramının olduğu ülkemizde çocuğa tam olarak verilen değerin ne kadar yetersiz ve kalabalık sınıfların olduğu, yapboza dönüştürülmüş müfredatların, eğitim sunmaya elverişli olmayan fiziki yapıların bulunduğu okullarımızdaki eğitimde görebiliyor, anlayabiliyoruz.

Ve anne, babalarımızın her şeyi kadere havale ettiği, saldım çayıra Mevla kayıra mantığıyla hareket ettiği koruyuculuk ve esirgeyicilik de hayat kavgasının acımasız dişlileri arasında ezilip gidiyor.

Bizi yönetenler okullarımızın fiziki yapılarını iyileştirmek, sosyal ve ekonomik, eğitimsel olarak halkın yaşamını iyileştirmek, yetkinleştirmek, güzelleştirmek yerine çocuk doğuruma sayısının çoğalmasını teşvik etmeye devam etmektedirler.

Çocuk düşünen anne ve babalar öncelikle onların yaşam standardını iyi planlamak zorundadırlar.

“Olsun be! Allah rızkını da verir.” Demek ve sonra dünyaya getirdiği yavrunun geçimini, eğitimini, geleceğini bir kenara bırakıp Allah’a havale eden sonra da onların ser sefil olmasına neden olup, kurda, kuşa yem eden anne ve babaların birer katil olacaklarını söyleyebilirim. 

Bir eğitimci olarak haykırıyorum!

Ey ana ve babalar!

Artık ülkemizde ahlak değer yargıları değişmiş, hırsızlık, rüşvet, kandırmaca, saygısızlık, sevgisizlik zirve yapmıştır.

Çocuklarınızın katili ya da yaşatıcısı olmak sizlerin elinde!

Onlara hayatın güzel yanlarıyla birlikte tehlikelerini de anlatın!

Sokaklarda kontrolsüz, okullarda takipsiz, bilgisayar başında yalnız bırakmayın!

“Güven esas kontrol şart!” Sözünü beyninize ve yüreğinize yazınız.

Son günlerdeki çocuk ölümleri haberlerini dizi film izler gibi izlemekten vazgeçip, nedenleri ve sonuçları hakkında düşününüz.

Ve unutmayınız…

Artık sabahları okul avlularında içeriğinde asla ırkçılık bulunmayan:

“Büyüklerimi saymak, küçüklerimi korumak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmek…” Yemini de yok.

Çocuklarınızı gözbebeğiniz gibi koruyunuz!

Çünkü çocuklar yaratılanlar içinde savunması en zayıf canlılardır.

Yazarın Diğer Yazıları